Translation of "Requin" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Requin" in a sentence and their turkish translations:

Le requin-baleine.

Balina köpek balığı.

Le requin l'attrape.

Sonra köpek balığı onu yakaladı.

Le requin-baleine est le plus grand requin du monde.

Balina köpekbalığı dünyadaki en büyük köpek balığıdır.

J'ai vu le requin.

Köpek balığını... ...fark ettim.

Ça pourrait être un requin.

O bir köpek balığı olabilir.

On l'appelle parfois "requin des dunes".

"Kumul köpek balığı" olarak adlandırıldığı da olmuştur.

Le lendemain, un requin est venu.

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

Il fut attaqué par un requin.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğradı.

Tom fut attaqué par un requin.

Tom bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğradı.

- Avez-vous déjà vu un requin ?
- Est-ce que tu as déjà vu un requin ?

Hiç köpekbalığı gördün mü?

Le requin vient de se faire avoir.

Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.

Le requin le saisit par la jambe.

Köpek balığı onu bacağından yakaladı.

La princesse fut mangée par le requin.

Prenses köpekbalığı tarafından yenildi.

Un requin happa la jambe de l'homme.

Bir balina adamın bacağını kopardı.

La vie du requin-baleine est principalement solitaire.

Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.

Gravée dans ma mémoire d'un requin qui s'approche d'elle.

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

Heureusement, la morsure de requin n'a pas touché d'artère majeure.

Neyse ki, köpekbalığı ısırığı herhangi bir büyük artere isabet etmedi.

Le plus gros crocodile du monde affronte le requin le plus rapide.

Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.

Et peu après, un requin attrape un de ses bras et tournoie de façon terrifiante.

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

Le requin nageait non loin et flairait son odeur. Je me suis dit : "Bon sang,

Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."

Son odeur est sur le kelp, donc le requin se met à mordre les feuilles.

Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.

Le problème, c'est qu'elle doit y retourner. De l'autre côté, le requin flaire son odeur.

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.

Elle avait réussi à se mettre dans la position la moins dangereuse, sur le dos du requin.

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.