Examples of using "Résister" in a sentence and their turkish translations:
Direnmeye çalış.
O direnemedi.
O direnemedi.
dayanabilirsek
karşı koyacak hiçbir şey yok
karşı koymak imkansız
- Karşı koymaktan vazgeç!
- Direnmeyi bırak!
Direnmeliyim.
Dayanamadım.
Kim böyle bir teklif karşı koyabilir ki?
Alkışlamaktan kendimi alamadım.
Günaha karşı koyamadım.
''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''
Tüm gücümüzle direnmek zorundayız.
Bunun üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.
İklim değişikliğine karşı ayakta durabilmek için birlikte çalışmalıyız.
Günaha karşı direnmek gerçekten çok zor.
gemiler bu akıntıya karşı koyamıyor
Günah dışında her şeye direnebilirim.
Hiçbir adam çekici bir kadına karşı koyamaz.
İngilizcenin işgal edilişine dayanmalıyız.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.
doğanın zekâmız karşısında çok zayıf olduğu anlayışı...
- Evim depreme dayanıklı olarak dizayn edilmiştir.
- Evim depreme dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
Cazibeye rağmen pes etmemek için bedel ödemeye razısınızdır.
Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.
mimar William Lee tarafından inşa edildi. Binanın içinde çelik içeren
dayanabilmek için. Mühendislerin, temel yapının
Çok film izlemem, ancak iyi bir belgesele dayanamam.