Examples of using "Régions" in a sentence and their turkish translations:
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir.
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetişir.
Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde,
İngiltere'de birçok farklı alanları ziyaret ettim.
Aurora, kutup bölgelerindeki karakteristik bir olaydır.
Bazı Kanada topraklarında neredeyse hiç insan yoktur.
Beyninizin uyarılmasını arttıran bu alanlara sahip olması nedeniyle
yayılmaya zorlayan nedenlerden biri olabilir.
Biz bir çok ürünü dünyanın bir çok yerinden alıyoruz
büyük miktarlarda ürün temin etmeyi ve dağıtmayı
Sıcak, kuru alanlar daha sıcak ve daha kuru olacak.
Kölelik dünyanın birçok bölgesinde yürürlükten kaldırıldı.
Kıyafet konusunda ise Osmanlı döneminde biraz farklılık gösteriyor bölgelere göre
çeşitli bölgelerde silahlı milisler bıraktı , başlangıçta
gezegen birçok bölgeyi paylaşıyor. Bütün Hollanda
daha ılıman bölgelere gittiğimizde ise yarasalar bu hareketi gülük olarak yaparlar
. Yüksek sıcaklıklar muz büyümesi için uygun bir ortamı
Dünyadaki tüm topluluklarda,
Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve özerk bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.