Examples of using "Riz" in a sentence and their turkish translations:
Beyaz pirinci mi yoksa kahverengi pirinci mi tercih edersiniz?
Pirinç pilavını pişir.
Pirinci seviyorum.
Pirincin tadı güzeldir.
O pirinç yetiştirir.
Bu pirinç yapışkan.
Pirinç lezzetlidir.
Biz pilav yeriz.
Biz pirince bağımlı yaşıyoruz.
Biz pirinç yetiştiririz.
Pirinç yiyorum.
Pirincin var mıydı?
Pirinç pilavı yaptım.
Beyaz pirinç yemeği kahverengi pirinçten daha çok seviyorum.
Pirinç pilavını denedin mi?
Onlar çok pirinç yerler.
Princin daha fazla tuza ihtiyacı var.
Babam pirinç yetiştirir.
Asyalılar pirinç yer.
Pirinç kalitesi düşüyor.
Pirincin tadı güzeldir.
Köylüler pirinç ekiyorlar.
- Pirinci ekmeğe tercih ederim.
- Pirinci ekmekten daha çok severim.
Pirinç sıcak iklimlerde yetişir.
Pirinç ocağını açın lütfen.
Her gün pilav yiyor musun?
Biz Japonlar pirinçle besleniyoruz.
Pirinç üretimi azaldı.
Pirinci ekmeğe tercih ederim.
Vejetaryen pilavın var mı?
- Tepeleme pilav alabilir miyim lüten?
- Bana büyük porsiyon pilav getirin lütfen.
- Pirinç pilavı bu şekilde pişirilir.
- Pirinç pilavı işte böyle yapılır.
- Pilav böyle yapılır.
Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
Pirinç sipariş etmedim.
Asyalılar çok pirinç yerler.
Pilav yemedim.
Tom neredeyse her gün pilav yer.
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir.
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetişir.
Hangisini tercih edersin, pirinç pilavı mı yoksa ekmek mi?
Pirinç ılıman ülkelerde yetişir.
Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
Pirinci ekmekten daha çok severim.
Ülkende pirinç yer misiniz?
Biri nişasta olmadan nasıl pirinç pilavı pişirir?
Etli pilav sekiz yuan. Vejetaryen pilav sadece dört yuan.
Biz pirinçten sake yaparız.
Dün gece köri pilavı yedim.
Japonlar pirinç ve balıkla beslenirler.
- Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
- Pirinç fiyatı yüzde üç arttı.
Japonya'da pirinç için talep önemli.
Biz tatlısu çipurası ve pilav yedik.
Pilav kilo aldırır, fazla yeme ondan!
Pirinç lapasının sindirimi kolaydır.
Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.
Pirinç bu alanda başlıca üründür.
Japonya'nın pirinç piyasası ithalata kapalıdır.
Yaşlı adam biraz pirinç lapası yedi.
Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.
Ben her sabah Congee yerim.
Pirinç Dünyanın birçok yerinde yetişir.
Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.
Çoğu Japon her gün pilav yer.
Pirincin fiyatı yüzde üçten daha fazla yükseldi.
Pirinç hasatında bir festival düzenlenir.
Ben hala kahverengi pirinç pişiriyorum.
Ben ambalajsız ya da 1 kilogramlık torbalarda paketlenmiş olarak pirinç satarım.
Soğuk hava pirinçlerin yetişmesini yavaşlattı.
Japonlar günde en az bir kez pilav yer.
Sence Abd'den pirinç ithal etmeli miyiz?
Pirinç pilavı yediğimden beri iki hafta oldu.
Tom her gün en az üç kase pirinç pilavı yer.
Yıllarca günde iki kez pirinç yedi.
Soğuk hava dalgası pirinçlerin yetişmesini yavaşlattı.
Markete gidip bir paket pirinç aldım.
Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.
Tom genellikle fasulye, pirinç patates ya da makarna yer.
Mutfağa girdiğimde, o pilavlı tavuk köri yapıyordu.
Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.
Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.
"Akşam yemeğinde ne yedin?" "Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak."
Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.
Hong Kong'da olmazsa olmaz denebilecek iki sıvı gıda vardır: Kanton çorbası ve congee. İlginçtir ki çorba olan ne kadar bol malzemeli ve koyu kıvamlı olsa da hep "içilir", congee ise ne kadar hafif kıvamlı olursa olsun hep "yenir".
Keçi sütü, badem sütü, hindistan cevizi sütü, soya sütü, kenevir sütü ve pirinç sütü gibi inek sütü için birçok alternatifler vardır.