Examples of using "Prévenu" in a sentence and their turkish translations:
Onu uyardım.
Seni uyardım.
Tom seni uyardı.
Tom'u uyardım.
Bazıları bana dedi ki
Hiç kimse beni uyarmadı.
- Uyarı için teşekkürler.
- Uyarı için size teşekkür ederim.
Uyarıldım.
Elazığ için ben zaten uyarmıştım
O beni başarısız olacağım konusunda uyardı.
Onu tehlikeyle ilgili uyardım.
Tom o konuda beni uyardı.
- Bununla ilgili olarak öğretmenini bilgilendirdin mi?
- Bu konuda öğretmenine bilgi verdin mi?
- Öğretmenine bundan bahsettin mi?
- Bunu öğretmenine rapor ettin mi?
Onun deli olduğuna dair seni uyardım.
Tom burada dumanlı olacağı konusunda beni uyardı.
Tom buranın gürültülü olacağı konusunda beni uyardı.
Seni uyardım; artık dilediğin gibi yap.
Uyarıldınız.
Böylece beni hastaneye götürdüler ve ailemi çağırdılar
Sen uyarıldın.
- Seni uyardım.
- Sizi uyardım.
Tom ne olabileceği hakkında beni uyarmadı.
Tom Mary'yi onun evinden uzak kalması için uyardı.
Trafik kazasını polise bildirdi.
Tom'u gerçekten uyardın mı?
Daha önce bu konuda seni uyardım.
Beni uyardın ama dinlemedim.
Seni buraya gelmemen için uyardım.
O, tehlikenin farkında değildi.
Seni bir kez uyardım.
Seni uyarmadım deme.