Translation of "Mondiale" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Mondiale" in a sentence and their turkish translations:

mondiale.

.

L'Europe domine l'agriculture mondiale.

Avrupa küresel tarımda dominant halde.

Lancent une nouvelle initiative mondiale.

yeni bir küresel hareket başlatmasının sebebi bu.

Tolstoï acquit une renommée mondiale.

Tolstoy dünya çapında bir ün kazandı.

L'économie mondiale est en danger.

Dünya ekonomisi büyük tehlike altında.

Avec 70 % de la consommation mondiale.

en fazla tatlı suyu tarım endüstrisi kullanıyor.

Une nécessité pour la survie mondiale

bireysel ayrıcalığımıza bir tehdit olarak değil de

L'économie mondiale est maintenant en récession.

- Dünya ekonomisi şimdi gerileme döneminde.
- Dünya ekonomisi şimdi durgunluk döneminde.

L'architecte accéda à une renommée mondiale.

Mimar dünya çapında ün kazandı.

Avons-nous besoin d'une langue mondiale ?

Bir dünya diline ihtiyacımız var mı?

L'économie mondiale est tombée en récession.

Küresel ekonomi durgunluk içine düştü.

C'est 20% de la population mondiale.

Bu, dünya nüfusunun %20'si.

- Il était général pendant la Seconde Guerre Mondiale.
- Il était général durant la deuxième guerre mondiale.

O, 2. Dünya Savaşında bir generaldi.

- La première Guerre Mondiale a éclaté en 1914.
- La première guerre mondiale a commencé en 1914.

1. Dünya Savaşı 1914 yılında başladı.

Qui s'est emparée de la richesse mondiale.

dünyanın varlıklarını ellerine geçirdi.

Rappelez-vous, pendant la seconde guerre mondiale

Unutmayın ikinci dünya savaşında

La population mondiale augmente de manière soutenue.

Dünya nüfusu devamlı artıyor.

La population mondiale a tendance à augmenter.

Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.

La population mondiale augmente d'année en année.

Dünyanın nüfusu yıldan yıla artıyor.

Nous souhaitons tous une paix mondiale permanente.

Hepimiz kalıcı dünya barışı istiyoruz.

Aujourd'hui, c'est la journée mondiale sans tabac.

Bugün Dünya Tütüne Hayır Günü.

- Les statistiques montrent que la population mondiale augmente.
- Selon les statistiques, la population mondiale est en augmentation.

İstatistiklere göre, dünya nüfusu artıyor.

Autrement dit, non seulement la population mondiale augmente

Basitçe, nüfusumuz yalnızca büyümüyor,

La Chine a rejoint l'Organisation mondiale du commerce.

Çin, Dünya Ticaret Örgütü'ne katıldı.

Mener la lutte mondiale contre le changement climatique.

İklim değişikliğine karşı küresel savaşa önderlik etmeleri.

10% de la population mondiale dans l'extrême pauvreté

aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %10'u

37 % de la population mondiale dans l'extrême pauvreté

aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %37'si

Malgré l'adversité, l'architecte a atteint une renommée mondiale.

Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.

La première guerre mondiale a commencé en 1914.

1. Dünya Savaşı 1914 yılında başladı.

La première Guerre Mondiale a éclaté en 1914.

1. Dünya savaşı 1914'te patlak verdi.

La seconde guerre mondiale n'était pas encore terminée.

İkinci Dünya Savaşı henüz bitmedi.

Enfin, la Première Guerre mondiale était officiellement terminée.

Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.

Y aura-t-il jamais une paix mondiale ?

Hiç dünya barışı olacak mı?

Nous ne voulons pas une autre guerre mondiale.

Başka bir dünya savaşı istemiyoruz.

- La seconde Guerre Mondiale s'est terminée en 1945.
- La deuxième guerre mondiale s'est achevée en dix-neuf-cents-quarante-cinq.
- La deuxième guerre mondiale s'est achevée en mille-neuf-cents-quarante-cinq.

II. Dünya savaşı 1945'te sona erdi.

Nous devons nous préparer pour une migration mondiale aujourd'hui.

Bugün küresel göç için hazırlanmaya başlamalıyız.

En 2011, l'Organisation Mondiale de la Santé a estimé

2011'de Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca üye Batı Avrupa devletlerinde

Le Japon joue un rôle clé dans l'économie mondiale.

Japonya dünya ekonomisinde anahtar bir rol oynar.

La moitié de la population mondiale vit en ville.

Dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşıyor.

Avez-vous un livre sur la Deuxième Guerre Mondiale ?

İkinci Dünya Savaşı üzerine bir kitabın var mı?

C'est en 1939 que la Seconde Guerre mondiale éclata.

1939'da İkinci Dünya Savaşı patlak verdi.

- Le Japon est le leader de l'industrie mondiale de haute technologie.
- Le Japon est le leader de l'industrie high-tech mondiale.

Japonya dünyanın yüksek teknoloji endüstrisinin lideri.

Et absolument nécessaires pour que cela fonctionne à l'échelle mondiale.

denklik konusundan veya iklim adaletinden bahsetmiyor.

Ces objectifs doivent être un but pour la communauté mondiale.

Bu hedeflerin peşinden global bir topluluk olarak gitmeliyiz.

Nous avons débattu de la question de la population mondiale.

Dünya nüfusu sorunu üzerinde tartıştık.

Je suis convaincu qu'il n'y aura pas de guerre mondiale.

Bir dünya savaşı olmayacağından eminim.

Beaucoup de soldats sont morts pendant la Seconde Guerre mondiale.

II. Dünya Savaşı'nda birçok asker öldürüldü.

Mon grand-père fut tué pendant la 2e guerre mondiale.

- Dedem 2. Dünya Savaşı sırasında öldürüldü.
- Dedem İkinci Dünya Savaşı'nda öldü.

Beaucoup de gens furent tués pendant la Seconde Guerre mondiale.

II. Dünya Savaşında bir sürü insan öldürüldü.

Je me demande si une troisième guerre mondiale se déclarera.

Üçüncü dünya savaşının patlak verip vermeyeceğini merak ediyorum.

Il y a une augmentation rapide de la population mondiale.

Dünya nüfusunda hızlı bir artış var.

La Première Guerre mondiale s'est déroulée entre 1914 et 1918.

Birinci Dünya Savaşı 1914 ile 1918 yılları arasında gerçekleşti.

La première guerre mondiale s'était terminée juste quinze ans auparavant.

Birinci Dünya Savaşı, sadece 15 yıl önce sona ermişti.

- La Première Guerre mondiale commença en 1914 et se termina en 1918.
- La Première Guerre mondiale commença en 1914 et prit fin en 1918.

Birinci Dünya Savaşı 1914 yılında başladı ve 1918 yılında sona erdi.

Situation quasi actuelle proche de celle de la Seconde Guerre mondiale

İkinci Dünya Savaşının etkisine yakın neredeyse şu anki durum

Nous avons obtenu la nationalité Américaine après la Seconde Guerre mondiale.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra amerikanlaştırıldık.

La rapprochement entre religions est le fondement de la paix mondiale.

Dinler arasındaki uzlaşma dünya barışının temelidir.

Plus du tiers de la population mondiale vit près d'une côte.

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

Depuis la Révolution Industrielle, la population mondiale a plus que triplé.

Sanayi devriminden beri dünya nüfusu üç kattan daha fazla arttı.

La population mondiale augmente en moyenne de deux pourcents par an.

Dünya nüfusu her yıl yüzde iki oranında artıyor.

Ces gens ont apporté une grande contribution à la paix mondiale.

Bu insanlar dünya barışına çok büyük katkı sağladı.

Le Japon est le leader de l'industrie mondiale de haute technologie.

Japonya yüksek teknoloji endüstrisinin lideridir.

Ou d'emprunter de l'argent à la Chine ou à la Banque mondiale.

veya yardımlara bağlanmamız için bir sebep yok.

Intervalle vingt et un pour cent de la production mondiale totale de

ısı dalgaları ve şiddetli fırtınalar yıkıcı majör şiddetli kuraklık

- Avons-nous besoin d'une langue universelle ?
- Avons-nous besoin d'une langue mondiale ?

- Bir dünya diline ihtiyacımız var mı?
- Küresel bir dile ihtiyacımız var mı?

En 2016, nous nous sommes réunis pour célébrer la Journée Mondiale du Vitiligo.

2016'da, Dünya Vitiligo Günü'nü kutladık.

On nous a enseigné que la Seconde Guerre mondiale avait commencé en 39.

Bize 2. Dünya Savaşı'nın 1939 yılında patlak verdiği öğretildi.

Comment nourrirons-nous tout le monde si la population mondiale continue à augmenter ?

Dünya nüfusu yükselmeye devam ederse herkesi nasıl besleyeceğiz?

Les États-unis ont déjà un quart de la population mondiale des prisons.

Amerika Birleşik Devletleri dünya mahkum nüfusunun neredeyse dörtte birine sahip.

Notre pays a besoin d'apprendre à soutenir la concurrence dans la nouvelle économie mondiale.

Ülkemizin yeni küresel ekonomide rekabet etmeyi öğrenmesi gerekiyor.

Et ce sera pire que les résultats de la Seconde Guerre mondiale si cela continue

Ve devam ederse İkinci Dünya Savaşının sonuçlarından daha kötü olacak

. Et cela a causé de lourdes pertes dans l'économie mondiale. Mais la société coréenne Daewoo

. Ve son olarak, tüm dünyayı kasıp kavuran Corona krizi

La société Coca-Cola inventa le Fanta, en pleine Seconde Guerre mondiale, pour le marché allemand.

Coca-Cola, Fanta'yı 2. Dünya Savaşının ortasında Alman pazarı için icat etti.

La population mondiale a atteint un milliard pour la première fois en dix-huit-cent-quatre.

Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.

Pendant la Seconde Guerre mondiale, de nombreux monuments célèbres en Europe ont été réduits en miettes.

2. Dünya Savaşı sırasında, Avrupa'daki birçok ünlü yer moloza dönüştü.

Le grand-père de Tom et celui de Mary ont combattu ensemble durant la seconde guerre mondiale.

Tom'un büyükbabası ve Mary'nin büyükbabası II Dünya Savaşında birlikte dövüştüler.

Danemark et la Belgique. Villes de l'Atlantide. Un rapport publié par le site Web de la Banque mondiale

. Atlantis Şehirleri. Dünya Bankası web sitesi tarafından yayınlanan , Kutuplarda kar erirse ne olur?

. Quant à l'idée de mettre en place le projet, elle remonte à la fin de la Seconde Guerre mondiale,

yer almaktadır.Projeyi kurma fikrine gelince, geri dönüyor. İkinci Dünya Savaşı'nın sonu

Les données citées dans l'enquête de King proviennent du livre blanc de l'UNESCO de 1970 sur la population mondiale.

King'in araştırmalarında aktarılan veriler, UNESCO'nun 1970 dünya nüfusundaki beyaz sayfasından alınmıştır.

Les officiels chinois disent que la croissance économique est tombée à son plus bas niveau depuis trois ans en raison de l'économie mondiale.

Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.

Il y a également eu des camps de concentration en Amérique pendant la Seconde Guerre mondiale. Il y avait des regroupements de Japonais.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerika'da da toplama kampları vardı. Japonlar toplanıyordu.

- Le monde suit une règle d'or : Quiconque possède l'or écrit les règles.
- La règle d'or mondiale : C'est celui qui a l'or qui décide de la règle.

Dünya bir altın kuralı takip eder: Parayı veren düdüğü çalar.