Examples of using "Linge" in a sentence and their turkish translations:
Tom kirli çamaşırlarını ayırdı.
Sen elbiseleri kurutuyordun.
Çamaşırları astığımı ona söyle.
- Benim çamaşır hazır mı?
- Çamaşırım hazır mı?
- Benim çamaşırım hazır mı?
Yağmur yağarsa, çamaşırı içeri getir.
Çamaşır makinesini onarıyorum.
Sen çamaşırı yıkadın.
Çamaşırı asar mısın?
İç çamaşırı hala ıslak.
Hiç kirli çamaşırınız var mı?
Yüzün kireç gibiydi." dedi.
Çamaşır makinesi bozuk.
Hiç çamaşır astın mı?
Çamaşırı mandallayarak asmak zorundayım.
Çamaşırımı nereye koymalıyım?
Ben çamaşırı kurutmak zorundayım.
Yağmur yağmadan önce çamaşırı içeri alacağım.
O, hayalet gibi görünüyordu.
Kirli çamaşırlarını ortaya dökme.
Bir kadın çamaşırı ipe asıyordu.
Hayalet kadar beyazsın. Hasta mısın?
Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.
- Bir çamaşır makinem yok.
- Çamaşır makinem yok.
Elbiselerimi kurutma makinesine koydum.
Bu, önden yüklemeli bir çamaşır makinesidir.
Elbiselerimi kurutma makinesine koydum.
Eskiden bu gömlek sana çok yakışırdı ama sanırım kurutma makinesinde çekmiş.
Hava çok iyi, kuruması için çamaşırlarımı dışarıya asmayı düşünüyorum.
Bu, üstten yüklemeli bir çamaşır makinesidir.
Evde bir çamaşır makinesi var mı?
Çamaşır, çamaşır makinesinde eşit olarak dağıtılmamışsa çamaşır makinesinin titremesine sebep olur ya da hareket etmesine bile neden olur.
Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.