Examples of using "Lave" in a sentence and their turkish translations:
Yıka.
Yıkan!
Ayaklarını yıka.
Ayaklarını yıka.
O kendini yıkıyor.
Kendimi yıkarım.
Yazı masasını yıkayın.
Ellerinizi iyice yıkayın
Yıkayın.
Aşağı in ve yıkan.
Ellerinizi yıkayın.
O, arabasını yıkıyor.
Anita küveti yıkıyor.
Eteğini yıkıyor.
O, arabanı yıkıyor.
O, arabanı yıkıyor.
O araba yıkar.
Bir elma yıkıyor.
Ben elmalarımı yıkarım.
O benim marulumu yıkar.
Lav tehlikelidir.
Bir bulaşık makinem var.
Çamaşır makinesini onarıyorum.
Onun bir bulaşık makinesi var.
Bizim bir bulaşık makinemiz var.
Bulaşık makinesi bozuk.
O marul yıkıyor.
O marul yıkıyor.
Kazağını yıkıyor.
Ellerimi yıkarım.
- Ben bundan elimi çekerim.
- Ben bundan elimi eteğimi çekerim.
- Ben bununla ilişiğimi keserim.
Tom yüzünü yıkıyor.
Çamaşır makinesi bozuk.
O her hafta arabayı yıkar.
Lava lambaları müthiştir.
O her hafta bisikleti yıkar.
Bu adam dişlerini fırçalıyor.
Tom asla arabasını yıkamaz.
Kadın yüzünü yıkıyor.
Bizim bir bulaşık makinemiz yok.
Bulaşık makinesini boşaltabilir misin?
Bulaşıkları yıka.
Saçımı her gün yıkarım.
- Ellerimi çok yıkıyorum.
- Ellerimi çok yıkarım.
Patatesleri ben yıkıyorum.
- Tabağınızı yıkayın, lütfen.
- Tabağını yıka, lütfen.
Benim bir bulaşık makinem yok.
Öğle yemeği yemeden önce ellerimi yıkarım.
Her sabah yüzümü yıkarım.
Yüzünü ve ellerini yıka.
Ellerinizi sabunla yıkayın.
Erkek kardeşimin arabasını yıkıyorum.
Tom neredeyse her gün saçını yıkar.
- Yüzünüzü yıkayın.
- Yüzünü yıka.
Okula gitmeden önce yüzünü yıka.
Kirli çamaşırlarını ortaya dökme.
Yatmaya gitmeden önce dişlerini fırçala.
Yemekten önce ellerimi yıkarım.
Tom her gün saçını yıkar.
Öğle yemeğinden önce ellerimi yıkarım.
O kirli olduğu için annem köpeği yıkıyor.
Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.
Mutfakta bir bulaşık makinesi yok.
Arabamı haftada bir kez yıkarım.
Bulaşık makinesi çalıştı mı?
Tom haftada bir kez arabasını yıkar.
Mary sadece kaynak suyuyla yıkama yapar.
Sami'nin bulaşık makinesi çalışmıyordu.
Yine de sadece onda biri, hastanın odasına girmeden önce
Kirli oldukları için ellerimi yıkıyorum.
Sabah saçımı yıkamam.
Kız kardeşim her sabah saçını yıkar.
Yiyeceğe dokunmadan önce ellerini yıka.
Puyehue Yanardağı lav püskürtmeye devam ediyor.
Bulaşık makinesinin nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
Kahvaltıdan sonra dişlerimi fırçalarım.
Kirli oldukları için ellerimi yıkıyorum.
Sütyenlerimi her zaman elle yıkarım.
Bulaşık makinesini çalıştırabildin mi?
Daima hafta sonları giysilerimi yıkarım.
Hiç sorun olmadan evin önünde arabamı yıkarım.
Tom şampuan kullanmadan saçını yıkar.
Bulaşık makinesinde bir sorun var.
Tom sadece haftada bir kez saçını yıkar.
Volkanlar kül ve lav püskürttü.
Tom arabasını en az haftada bir kez yıkar.
Ben sık sık şampuan kullanmadan saçımı yıkarım.
Önce ellerini yıka.
Önce ellerimi yıkamamı istiyorsun, değil mi?
Tom bulaşıkları yıkamıyor. Bunu Mary'ye bırakıyor.
- O arabayı yıkıyor.
- O araba yıkar.
Her duş aldığımda saçlarımı yıkarım.
Bu bulaşık makinesi çok fazla büyük. Tezgahın altına sığmayacak.