Examples of using "Jaunes" in a sentence and their turkish translations:
Yumurta sarısı sarıdır.
- Onlar sarı.
- Onlar korkak.
Toplardan bazıları sarı.
Çiçekler sarı.
Muzlar sarıdır.
Yapraklar sarı!
Yumurta sarısını severim.
Sarı elmalarımız var.
Sarı sayfalara bir göz at.
- Olgun muzlar sarıdır.
- Olgun muzun sarı rengi vardır.
Dişleri sarı.
Oğlan sarı çiçekleri topluyor.
- Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
- Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.
Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.
Bugün birçok sarı kelebek gördük.
- Amerika Birleşik Devletlerinde okul otobüsleri sarıdır.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde okul otobüsleri sarıdır.
- ABD'de okul otobüsleri sarı renktedir.
Yumurtaları kır ve sarıları ve beyazları ayır.
Orada kaç tane sarı çiçek var?
Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.
Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?
Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.
Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.
Birçok çiçek var. Biri kırmızı, bir başkası beyaz ve kalanları sarı.
'Beyaz Anglo-Sakson' ile neyi kastediyorsunuz? Hiç, siyah, sarı veya kırmızı Anglo-Saksonlar var mıydı?
Sonbaharda yapraklar sararır.
Ağacın tüm yaprakları sarardı.