Examples of using "Dont" in a sentence and their turkish translations:
içinden yeniden doğuş yaptığımız destan
İhtiyacın olanı al.
Övünülecek bir şey de değil.
ve bazıları da bir hayli özeldi.
rengi biraz değişmiş durumda,
İhtiyacım olan şeye sahibim.
O ihtiyacım olan şey.
Korktuğum şey bu.
Ne hakkında konuşmak istediğimi tahmin et.
Ne hakkında konuştuğumuzu bilmiyorum.
- Tek derdim bu.
- Umursadığım tek şey bu.
Bu, ihtiyacın olan para mı?
İhtiyacın olan şeyi aldım.
Bana davranma tarzını seviyorum.
- İstediğin kadar al.
- İhtiyacın kadar al.
Bu emin olduğum bir şey.
ki itiraf etmekten gerçekten nefret ettiğim bir tanesi var.
Dün hakkında konuştuğumuz budur.
Sadece ona ihtiyacım vardı.
İhtiyacım olanı aldım.
Bütün ihtiyacım olan bu?
İhtiyacım olan şey tam da bu!
Bu bahsettiğim kitaptır.
Bu tam olarak ihtiyacım olan şeydi.
Kendi macera hikayelerini seç.
O ihtiyacımız olan şey.
Yarın ihtiyacım olan şeyi alacağım.
Tüm ihtiyacım olan buydu.
Bu sana bahsettiğim yer.
- İşte mesele bu.
- Olay da bu zaten.
Bize gerekli olan yardım bu.
Tam olarak ihtiyacım olan şey bu.
O, sana bahsettiğim araba.
Nihayet ihtiyaç duyduğum her şeyim var.
Sana ne lâzım ben çok iyi biliyorum.
İhtiyacın olan her şeye sahipsin.
İhtiyacın olan zaman bu mu?
O sana ihtiyacın olan şeyi bulacak.
Şu anda tam olarak ihtiyacın olan şey bu.
Bu, hatırladığım en son şey.
İhtiyaç duydukları her şeye sahipler.
Dün ne hakkında konuştuğumuzu unutma.
Ben senin yazma tarzını seviyorum.
Bu, sana bahsettiğim dergi.
Babası bir avukat olan bir arkadaşım var.
İşte kullanabileceğin bir bıçak.
Dün gece konuştuğun bu mu?
sonsuza dek konuşacağımız bir şeyler.
turuncuyla parlayan
Ama yaşamın ilk aşamaları ile kastettiğim,
Bahsedeceğim son alışkanlık, saldırganların dışarı çıkıp
Bana baktıklarında neler yapabileceğimi göreceklerdi.
Tam tekenin ihtiyacı olan şey.
İnsanların dalga geçtiği adam olarak
adlı şirkete dönüştürdü.
O bana ihtiyacım olan şeyi verdi.
O bana neye ihtiyacım olduğunu sordu.
- İhtiyacım olan, bir bira.
- İhtiyacını duyduğum şey bir bira.
Onun gülüş tarzını seviyorum.
Bu sana bahsettiğim şehir.
Burada ihtiyacım olan her şeye sahibim.
Bu her zaman hayal ettiğimiz şey.
Bütün ihtiyacımız olan bu.
Sana söylediğim kitap bu.
Bütün ihtiyacımız olan bu.
Hakkında konuştuğunuz oğlan mı bu?
Tüm hatırlayabildiğim bu.
Onun ne yapabileceğini biliyorum.
Bu, valizini bulduğum adam.
Kullandığın bilgisayar yavaş.
Bu, Tom'a bahsettiğim yer.
Gerçekten ihtiyacımız olan bu.
Bu tam olarak ihtiyacımız olan şey.
Bu, dün konuştuğum bayan.
Bahsettiğim o değil.
Hakkında konuşmak istediğin şey bu mu?
Bu tam olarak ihtiyacımız olan şey.
Lütfen tartıştığımız şeyi unutma.
Kendisinden bahs ettiğim adam, benim öğretmenimdir.
- Tom'un neye ihtiyacı olduğunu biliyorum.
- Tom'un ihtiyaç duyduğu şeyi biliyorum.
- Tom sana bahsettiğim çocuk.
- Sana bahsettiğim çocuk Tom'du.
Dün sana bahsettiğim sözlük bu.
Sahip olduğum bütün parayı ona verdim.
O, sahip olduğu bütün parayı ona verdi.
Sana hakkında bahsettiğim kafeye gittik.
- Onun önemsediği tek şey paradır.
- Onun umurunda olan tek şey paradır.
O kurtulabileceğin bir şey mi?
İhtiyacım olan her şeyi bana sağlayabilir misin?