Examples of using "Difficulté" in a sentence and their turkish translations:
Tom mahsur.
O, zor nefes alıyor.
Tüm teknolojik zorlukları aşıyor.
Sık sık sıkıntıda oluyorum.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
Zor durumdayım.
Zorlanmadan ağaca tırmandı.
Fakat bu sürü pek başarılı değil.
Ödevimi güçlükle bitirdim.
Zorluğun üstesinden nasıl geldiniz?
Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.
O ne kadar zor olabilir?
Sorununuz varsa, ben size yardımcı olurum.
Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur.
Biz dağa tırmandık ama zorlukla.
Taksiye binmede biraz zorlandım.
Yaşlı kadın merdivenlere güçlükle tırmandı.
Sorularımı zorlukla yanıtladılar.
Problemi çözmede hiç zorlanmadı.
Başın dertte mi?
O herhangi bir zorluk olmadan ofisi buldu.
Güçlükle nefes alıyordu ama o bilinçliydi.
Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
Tom ve Mary'nin geçim sorunu var.
Sanırım şimdi gerçekten zordayım.
Sorunlarla karşılaştığında lütfen bana bir mektup yaz.
Verimsiz bir pirinç hasadı başımızı belaya sokacaktır.
Demek istediğimi kelimelerle ifade etmeyi zor buluyorum.
Tom'un mali olarak başı dertteydi.
O, gizemi açıklamada zorluk çekmedi.
- Tom'un başı büyük belada.
- Tom'un başı büyük dertte.
Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.
O, zorluğun farkında mıdır?
Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için
Sanırım bir ehliyet almada çok az zorluk çekiyorsun.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
O sorun değil.
Üstelik BBC'deyken sallantıda olan bir diziydi.
Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?
Benzer bir açmaza sahibiz.
- Yüzleri kolayca hatırlar mısınız?
- Yüzleri kolayca hatırlar mısın?
Tom'un sıkıntılı olduğunu biliyorum.