Examples of using "Différences" in a sentence and their turkish translations:
Küçük farklılıklara
Farklılıkları bul.
Çelişkiler var.
Tom birkaç farkı fark etti.
Farklar önemliydi.
Onlar farklılıklarını giderdi.
Karşılıklı farklılıklarımızla kendimizi zenginleştirelim.
Oyunun adı "on farkı bul"
Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.
O model, kültürel farklılıkları silemez.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.
İki resim arasında ince farklar var.
İki kasap arasındaki kalite farkları şaşırtıcıydı.
Hayatta böyle olmayan erkeklerle de karşılaşmak var,
dev dalga ile tsunami arasındaki teknik olarak farklılıklara bir de şu açıdan bakalım
Britanya İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
Biz problemi kültürel farklılıklar ışığında düşünmek zorundayız.
Sence ülkeler arasında büyük bir fark var mı?
Doğu ve Batı Almanya arasında hala çok kültürel farklar var.
Bir İngiliz olarak, o, İngiliz ve Amerikan kullanımı arasındaki farklara özellikle duyarlı.
olan Mareşal Murat'la yakın çalışmak zorunda kaldı
Erkek ve kadınların düşünme biçimleri arasında bir farklılık var mı?
Geniş bant hızında ve kalitesinde ülkeden ülkeye büyük farklılıklar vardır.