Examples of using "Devrez" in a sentence and their turkish translations:
Çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Sen sürmek zorunda olacaksın.
Senin beni dinlemen gerekir.
Çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Onu başarmak için kendini tehlikeye atmak zorunda kalacaksın.
Yemek pişirmeyi öğrenmek zorunda kalacaksın.
Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
Bir bilet almak için en az bir saat beklemen gerekebilir.
Onu Tom'la tartışmak zorunda kalacaksın.
ve dava açılırsa 50 bin TL tazminat ödemek zorunda kalırsınız'
Onunla ilgilenmek zorunda kalacaksın.
Gelecek yıl daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Geceleyin burada kalabilirsin ama sabahleyin ayrılmak zorundasın.
Bu kelimeyi cümleden çıkarmalısın.
Bu kalmak zorunda kalacağın anlamına mı geliyor?
Bulsan da telefona verdiğin fiyattan daha fazla bir fiyat vermek zorunda kalabilirsin
Mesela örneğin bundan on beş yıl önce ahşap bir masa almak istiyorsunuz Google'a yazmanız gereken şey şu olurdu ;
Eğer suya düşersen tüm ıslak giysileri çıkarmalısın.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.