Examples of using "Demeure" in a sentence and their turkish translations:
Tom burada yaşıyor.
O burada yaşıyor.
Mary burada yaşıyor.
Bu onun evi.
- Burada yaşıyorum.
- Bu yerde yaşıyorum.
Benim evim senin evindir.
Her şey olduğu gibi kalır.
Bizim evimiz, bizim kurallarımız.
Cinayet gizem olarak kalır.
Burada yaşıyorum.
Tom huzursuz kalıyor.
O gerçek bir konak değil.
Mesken tutuyor musun?
Ben bu evde tek başıma yaşıyorum.
Her şey akar ve hiçbir şey kalmaz.
- Tom şaşkın kalıyor.
- Tom'un şaşkınlığı devam ediyor.
O oldukça büyük bir konakta yaşar.
çünkü mevcut durumun kalmasını istiyorlar.
Onun içinde bulunduğu evi sevmiyorum.
Bu ev terk edilmiş.
Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor.
Onun yaşadığı evi sevmiyorum.
Herhangi birinin evine benzemiyor.
O bizim ev.
Benim ev onunkinin yanında küçük görünüyor.
Bu evde yalnız yaşıyorum.
Onun evi yakın olmasına rağmen, onu nadiren görüyorum.
Bizimle kal.
Bu mağaza istediğim kadar geç saatlere kadar açık kalmaz.
- Onun yaşadığı evi beğenmiyorum.
- Onun yaşadığı evi sevmiyorum.
Kedi hırsız köşke çatıdan girmiş olmalı.
- O burada mı yaşıyor?
- O burada yaşıyor mu?
O, mahalledeki en büyük ev.
Onun bütün aksiliklerine rağmen, o iyimser olmaya devam etmektedir.
Onun yeni evini beğeniyorum ama onun bu kadar küçük olmasını beklememiştim.
Tom hâlâ emin.
Benim evim senin evindir.
- Onun nerede yaşadığını biliyorum.
- Nerede yaşadığını biliyorum.
Onun nerede yaşadığını bilmiyorum.