Translation of "D'aider" in Turkish

- J'étais content d'aider.
- J'étais contente d'aider.

Yardım ettiğime memnun oldum.

J'essaie d'aider.

- Yardım etmeye çalışıyorum.
- Yardım etmeyi deniyorum.

J'essayais juste d'aider.

Yardım etmeye çalışıyordum.

Je refuse d'aider.

Yardım etmeyi reddediyorum.

J'essaie juste d'aider.

Sadece yardım etmeye çalışıyorum.

J'essayais seulement d'aider.

Sadece yardım etmeye çalışıyordum.

J'ai promis d'aider.

Yardım etmeye söz verdim.

- Nous sommes tous contents d'aider.
- Nous sommes toutes contentes d'aider.

Hepimiz yardımcı olmaktan mutluyuz.

- On nous a priés d'aider.
- On nous a priées d'aider.

Bizden yardım etmemiz istendi.

- Est-il possible d'aider Tom ?
- Est-il possible d'aider Tom ?

Tom'a yardım etmek mümkün mü?

Je serais heureux d'aider.

Yardım etmekten mutlu olurum.

Je suis heureux d'aider.

Yardım etmekten mutluyum.

Il m'a demandé d'aider.

O yardım etmemi istedi.

- Elle n'essaya pas même d'aider.
- Elle n'a même pas essayé d'aider.

O, yardım etmeyi bile denemedi.

J'essayerai de persuader Tom d'aider.

Yardım etmesi için Tom'u ikna etmeye çalışacağım.

Je leur ai demandé d'aider.

Onların yardım etmesini istedim.

Tom fut capable d'aider Marie.

Tom, Mary'ye yardım edebildi.

Ne me demandez pas d'aider.

Yardım etmemi isteme.

On m'a demandé d'aider Tom.

Tom'a yardım etmem isteniyor.

- Il faut que tu cesses d'aider Marie.
- Il faut que vous cessiez d'aider Marie.

Mary'ye yardım etmeyi kesmelisin.

Il est de notre devoir d'aider.

Yardımcı olmak bizim görevimizdir.

Je pourrais être en mesure d'aider.

Yardım edebilirim.

Ça ne me dérange pas d'aider.

Yardımı umursamıyorum.

Je n'ai pas le temps d'aider.

Yardım edecek zamanım yok.

Elle essaie toujours d'aider les autres.

O her zaman diğer insanlara yardım etmeye çalışıyor.

Je peux demander à Tom d'aider.

Tom'un yardım etmesini isteyebilirim.

C'est mon travail d'aider les gens.

İnsanlara yardım etmek benim işim.

Je n'avais pas vraiment envie d'aider.

Gerçekten yardım etmek istemedim.

Ton refus d'aider a compliqué les choses.

- Yardımı reddetmen olayları karıştırdı.
- Yardım etmeyi reddetmen işleri karıştırdı.

Je n'ai pas le temps d'aider Tom.

Tom'a yardım edecek zamanım yok.

Nous devrions toujours essayer d'aider les autres.

Her zaman başkalarına yardımcı olmaya çalışmalıyız.

Tom a proposé d'aider Mary à déménager.

Tom Mary'nin taşınmasına yardım etmeyi önerdi.

Nous n'aurions pas dû essayer d'aider Tom.

Tom'a yardımcı olmaya çalışmamamız gerekirdi.

Je n'ai pas le temps d'aider maintenant.

Şimdi yardım edecek vaktim yok.

- Ne perds pas ton temps à essayer d'aider Tom.
- Ne perdez pas votre temps à essayer d'aider Tom.

Vaktini Tom'a yardım etmeye çalışarak harcama.

Si, par contre, vous essayez d'aider les autres

Başkalarına, hastalıklarını yönetmeleri konusunda

L'objet de la ponctuation est d'aider le lecteur.

Noktalamanın amacı okuyucuya yardım etmektir.

Tom refusa d'aider Marie à faire ses devoirs.

Tom, Mary'nin ödevlerine yardım etmeyi reddetti.

Je pense que nous ferions mieux d'aider Tom.

Bence Tom'a yardım etsek iyi olur.

J'ai promis d'aider mon frère avec ses devoirs.

Kardeşime ödevinde yardım edeceğime söz verdim.

J'essaie d'aider Tom dès que j'en ai l'occasion.

Yakaladığım her fırsatta Tom'a yardım etmeye çalışırım.

Je savais que nous aurions dû essayer d'aider Tom.

Tom'a yardım etmeye çalışmamız gerektiğini biliyordum.

- Elle lui demanda d'aider son père à nettoyer le garage.
- Elle lui a demandé d'aider son père à nettoyer le garage.

O, ona babasının garajı temizlemesine yardım etmesini rica etti.

D'aider les élèves à construire et à garder des relations.

bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

Et à essayer d'aider les gens à augmenter leur chance.

yardımcı olmaya çalışarak yaklaşık 20 yılımı harcadım.

Il doit y avoir un moyen pour nous d'aider Tom.

Tom'a yardım edebileceğimiz bir yol olmalı.

- Comment Tom prévoit-il d'aider ?
- Comment Tom compte-il aider ?

Tom nasıl yardım etmeyi planlıyor?

- C'est difficile d'aider des gens qui ne veulent pas de votre aide.
- C'est difficile d'aider des gens qui ne veulent pas de ton aide.

Senin yardımını istemeyen insanlara yardım etmek zordur.

Il ne vient certainement pas à l'esprit de Tom d'aider Mary.

Tom kesinlikle Mary'ye yardım etmeyi umursuyor gibi görünmüyor.

Or, c'est très difficile d'aider le cerveau à récupérer après un AVC.

Beynin felç geçirdikten sonra iyileşmesine yardımcı olmak daha zor oluyor.

Tom n'eut pas d'autre choix que d'aider Mary à nettoyer le garage.

Tom'un Mary'nin garajı temizlemesine yardım etmekten başka seçeneği yoktu.

Je suis en train d'aider quelqu'un à acheter des trucs en ligne.

İnsanların internet üzerinden eşyalar almasına yardım ediyorum.

- Je ne voulais pas aider Tom.
- Je n'avais pas envie d'aider Tom.

Tom'a yardım etmek istemedim.

Je n'ai pas l'intention d'aider Tom à faire quoi que ce soit.

Tom'un bir şey yapmasına yardım etmeye niyetim yok.

C'est difficile d'aider des gens qui ne croient pas qu'ils ont besoin d'aide.

Yardıma ihtiyacı olmayan insanlara yardım etmek zordur.

Bien le but de ce jeu est d'aider la mafia à faire des missions

yahu iyi de bu oyunun amacı görevler yapmak mafyaya yardım ediyorsun

C'est difficile d'aider des gens qui ne peuvent pas admettre qu'ils ont besoin d'aide.

Yardıma ihtiyacı olduğunu kabul edemeyen insanlara yardım etmek zordur.

- Pourquoi avez-vous accepté d'apporter votre aide ?
- Pourquoi est-ce que tu as accepté d'aider ?

Neden yardım etmeyi kabul ettin?

- Elle lui demanda d'aider son père à nettoyer le garage mais il déclara qu'il était trop occupé pour le faire.
- Elle lui a demandé d'aider son père à nettoyer le garage mais il a déclaré qu'il était trop occupé pour le faire.

O ona babasının garajı temizlemesine yardım etmesini rica etti fakat o yardım edemeyecek kadar çok meşgul olduğunu söyledi.

Cela vaut-il le coup de passer du temps à essayer d'aider des gens qui ne veulent pas être aidés ?

Yardım edilmek istemeyen insanlara yardım etmeye çalışarak zaman geçirmeye değer mi?