Translation of "Actif " in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Actif " in a sentence and their turkish translations:

Tu es actif.

Aktifsin.

David est très actif.

David çok aktif.

C'est un volcan actif.

- Bu aktif bir yanardağ.
- Bu aktif bir volkan.

Il est actif dans l'enseignement.

O öğretmenlikle meşgul.

Nous sommes un groupe actif.

Biz etkin bir grubuz.

J'ai une réussite à mon actif.

Hâlihazırda bir başarıya imza attım.

Il est actif et en forme.

O aktif ve zinde.

Je sais que Tom est actif.

Tom'un aktif olduğunu biliyorum.

Tom est aussi actif qu'une abeille.

- Tom'un başını kaşıyacak vakti yok.
- Tom arı gibi çalışıyor.

- Êtes-vous sexuellement actif ?
- Êtes-vous sexuellement active ?
- Es-tu sexuellement actif ?
- Es-tu sexuellement active ?

- Düzenli cinsel hayatınız var mı?
- Cinsel olarak aktif misiniz?

Il faut de l'énergie pour être actif.

Enerjinizin hep yüksek olması gerekiyor.

Le Mont Aso est un volcan actif.

Aso dağı aktif bir yanardağdır.

Quel est le principe actif, dans l'aspirine ?

Aspirindeki etken madde nedir?

Le marché des changes est très actif.

Borsa çok hareketlidir.

Tom est actif de jour comme de nuit.

Tom gece gündüz hareket halinde.

Où Lannes se révèle un officier courageux et actif.

Doğu Pireneler cephesinde İspanyollarla savaşmak için gönderildi .

Je crois que la Chine jouera un rôle actif.

Çin'in aktif bir rol oynayacağını düşünüyorum.

À soixante-dix ans, mon père est encore très actif.

Yetmiş yaşındaki babam hala çok aktif.

De retour aux commandes du cinquième corps, Lannes était plus actif,

Beşinci Kolordu komutasına geri dönen Lannes, her zamanki

Ses rapports décrivaient Ney comme un tacticien actif, courageux et habile.

Raporları, Ney'i aktif, cesur ve yetenekli bir taktikçi olarak tanımladı.

Plus de soixante pour cent des Britanniques entretiennent un profil Facebook actif.

İngilizlerin % 60'ından fazlası aktif bir facebook profiline sahip.

- Mon père ? Il va à la bibliothèque, au cinéma, au théâtre. Il est très actif.
- Mon père ? Il se rend à la bibliothèque, au cinéma, au théâtre. Il est très actif.

Babam mı? O, kütüphane, sinema ve tiyatroya gider. Çok aktiftir.

Mais la chaleur des nuits de la jungle lui permet de rester actif le soir venu.

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

La culture joue un rôle actif dans la formation chez un individu du caractère, de l'attitude et du regard sur la vie.

Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.