Examples of using "David" in a sentence and their turkish translations:
David yakışıklıdır.
David çok aktif.
İnsanlar ona Dave diyor.
David Beckham İngiliz'dir.
David Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilir.
Bay David yorgun görünüyor.
David evde.
Mary, ben Joe'nun erkek kardeşi David.
David bana baktı ve şöyle dedi:
Napolyon ilk başta etkilenmemişti –Davout mesafeli, dağınık
Tren görünürken David platformda kaldı.
- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.
David'in, isimlerinin hepsini hatırlayamadığı pek çok arkadaşı var.
1969'da ticari bilgisayarlar için sanal bellek üzerine tartışma sona erdi. David Sayre tarafından yönetilen bir IBM araştırma ekibi sanal bellek yükleme sisteminin tutarlı olarak en iyi elle kontrol edilen sistemlerden daha iyi çalıştığını gösterdi.