Examples of using "Accoutumé" in a sentence and their turkish translations:
O, seyahat yapmaya alışkındır.
- Ben soğuk havaya alışkınım.
- Ben soğuk havaya alışığım.
Çocuklarımı erken yatmaya alıştırdım.
Çocuklarını erken yatmaya alıştırmışsın.
- O çocukları erken yatmaya alıştırdı.
- Çocuklarına erken yatacakları şekilde terbiye verdi.
Buna alışkınım.
- O, seyahat etmeye alışkındır.
- Gezmeye alışıktır.
Sabah 6.00'da kalkmak ilk başta zordu, ama şimdi buna alıştım.
Ben bütün gece çalışmaya alışkınım.
Japon yemeği yemeye alıştın mı?