Translation of "50%" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "50%" in a sentence and their turkish translations:

Si le 50/50 est le but ultime,

Eğer nihai amaç 50/50 ise

C'est 50 yen.

Bu, 50 yen.

Il avait 50 dollars.

Onun elli doları vardı.

Plus de 50 d'entre eux.

Hem de 50 taneden fazlasını.

Mon père a 50 ans.

Babam ellili yaşlarında.

Il est 7 h 50.

Sabah 7:50.

Tom a fait 50 abdos.

Tom elli mekik yaptı.

Il y a 50 000 ans,

Elli bin yıl önce,

A environ 50 centimes le kilo,

kilosu 50 cent üzerinden hesaplansa

J'ai payé dans les 50 balles.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

Nous imprimâmes 50 exemplaires de l'invitation.

Davetiyeden 50 kopya bastık.

Une petite entreprise emploie 50 personnes.

Küçük bir şirket 50 kişi çalıştırmaktadır.

Les États-Unis comportent 50 États.

Amerika Birleşik Devletleri 50 eyaletten oluşmaktadır

Imaginons que vous estimez ça à 50 %.

%50 civarında olduğunu düşündüğünü varsayalım.

Alors dans 50 ans, dans 100 ans,

belki elli, belki yüz yıl sonra çocuklar

Pas plus de 50 personnes sont venues.

- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
- En fazla 50 kişi geldi.

Le prix était dans les 50 dollars.

Fiyat yaklaşık 50 dolar civarındaydı.

Elle est née dans les années 50.

Ellili yıllarda doğdu.

Il y a 50 kilomètres jusqu'à Paris.

Paris'e elli kilometre uzakta bulunuyor.

Je peux taper 50 mots par minute.

Bir dakikada elli kelime yazabilirim.

Pas moins de 50 passagers sont morts.

50'den az yolcu öldü.

En moyenne, après six sessions de 50 minutes,

Ortalama 6, 50 dakikalık oturumdan sonra,

à 50 ou 100 révolutions autour du soleil.

Güneş etrafında 50 veya 100 dönüş.

Il y avait 50 participants pour la course.

Yarışta elli tane katılımcı vardı.

à des entreprises de 50 à 500 employés.

50 ila 500 çalışanları bulunan şirketlere uygulanıyor.

Les États-Unis sont composés de 50 états.

Birleşik Devletler 50 eyaletten oluşmuştur.

Je lui dois au moins 50 000 yens.

Ona en az 50.000 yen borçluyum.

Les non-membres payent 50 dollars de plus.

Üye olmayanlar fazladan 50 dolar öder.

Cette bibliothèque a plus de 50 000 volumes.

Bu kütüphanede elli binden fazla kaynak var.

Il y a 50 membres dans ce club.

Bu kulüpte elli üye bulunmaktadır.

Il y a 50 membres dans le club.

Kulüpte 50 üye var.

Il y a 50 États aux États-Unis.

Amerika Birleşik Devletleri'nde 50 eyalet vardır.

Vous pouvez voir qu'au cours des 50 dernières années,

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

Entre les enfants riches et pauvres de seulement 50%.

sadece eğitimdeki farkı %50 kadar azalttı.

Ça m'a coûté 50 dollars pour réparer ma montre.

Saatimi tamir ettirmem 50 dolara mal oldu.

Cette salle est trop petite pour contenir 50 hommes.

Bu odada elli kişiyi almak için çok küçük.

Et que je gagne 50 millions de dollars par an,

ben 50 milyon dolar kazanıyorsam,

50% de l’acidification des océans est due à l'élevage d'animaux.

Okyanus asitlenmesi, yüzde elli oranda hayvancılık kaynaklı sebeplerle oluşuyor.

Dans les années 50, cette colonie comptait deux millions d'individus.

1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.

L'eau est plus chaude de 50 °C que l'air ambiant.

Su, etraflarını saran soğuk havadan 50 derece daha sıcaktır.

Le docteur examina plus de 50 patients ce jour-là.

Doktor, o gün ellinin üzerinde hastayı muayene etti.

Le Japon a fortement changé dans les 50 dernières années.

Japonya son 50 yıl içinde önemli ölçüde değişti.

- Mon père a 50 ans.
- Mon père a cinquante ans.

Babam elli yaşında.

Bon, vu que j'ai 50 centimètres d'extensions brésiliennes sur la tête,

Şey, başımda Brazilya tarzı 50 santimlik ek saç olduğundan,

C'est le déni qui rend 50 ans de législation raciste possibles

İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken

Le train voyage à la vitesse de 50 miles par heure.

Tren saatte 50 mil hızla gidiyordu.

Dans les villes, la vitesse est limitée à 50 km/h.

- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
- Şehirlerde, hız saatte 50 km ile sınırlıdır.

Le dirigeant a gouverné son pays pendant plus de 50 ans.

Lider, ülkesini 50 yıldan fazla yönetti.

Ce qui signifie que si vous gagnez 50 000 dollars par an

Basitçe demek oluyor ki eğer siz yılda 50.000 dolar kazanıyorken

Cela n'importait pas si les femmes avaient 40, 50 ou 60 ans.

Kadının 40, 50 ya da 60 yaşında olması bir şeyi değiştirmedi.

Et si l'affaire est ouverte, vous devrez payer 50 000 TL d'indemnisation »

ve dava açılırsa 50 bin TL tazminat ödemek zorunda kalırsınız'

Une vieille femme de 50 ans m'a fait des avances lubriques; elle voulait m'embrasser.

50 yaşında yaşlı bir kocakarı bana şehvetli teklifler yaptı; beni öpmek istedi.

Ils creusaient pour une nouvelle route et ils sont tombés sur un tas de squelettes, environ 50 impairs,

yeni bir yol kazıyorlardı ve bir yığın iskelet, yaklaşık 50 tuhaf

Dans les années 50, on citait les Finnois comme ayant les régimes alimentaires les moins sains du monde.

1950'lerde, Finler dünyadaki en az sağlıklı diyetlerden birine sahip olarak belirtildiler.