Examples of using "Ympäristössä" in a sentence and their turkish translations:
Tom çok dilli bir ortamda büyüdü.
Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.
Şehir ortamında refah seviyesi yükselen tek primatlar biz değiliz.
Tom çok dilli bir ortamda büyüdüğü için şanslıydı.
orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.