Examples of using "Väliä" in a sentence and their turkish translations:
Önemli değil.
- Bu önemli değil.
- Önemli değil.
- O önemli değil.
- Önemi yok.
- Önemli değil.
- O önemli değil.
- Önemi yok.
Fikriniz benim için önemli.
- Aldırma.
- Takma kafana.
- Salla gitsin.
Benim için fark etmez.
Bunun önemi yok ki.
Ne zaman geldiğin önemli değil.
- N'olacak yani!
- Ee, n'olmuş!
O önemli.
Muhtemelen gerçekten önemli değil.
Şimdi her şey önemli değil.
Boş ver, onu kendim yapabilirim.
Gerçekten ne düşündüğüm önemli mi?
Tom'a ne olduğunun ne önemi var?
Kaybetmeyi göze alabileceğim bir giysi parçası almalıyım.
Onun nereli olduğu önemli değil.
Ne önemi var?
Ne dersen de, ben bunu kendi yöntemimle yapacağım.
Ee yani ne.
Belki o fark etmeyecek.
Bu sayılmaz.
Odamı bugün, yarın ya da yarından sonraki gün temizleyip temizlememem konusunda bir fark var mı?
Bu kitabı kim yazmışsa, o çok zeki.
Köpeğimi neyle beslediğimin sorun olmadığını düşünürdüm.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
O kadar çok önemli değil.
Kim takar!
Son zamanlarda ne kadar çok uyursam uyuyayım gerçekten yeterince uyumuş gibi görünemiyorum.
- Akşam yemeğini nerede yediğimiz benim için dert değil. O tamamen sana kalmış.
- Yemeği nerede yediğimiz umurumda değil. Bu tamamen sana kalmış.