Translation of "Rakkaus" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Rakkaus" in a sentence and their turkish translations:

- Rakkaus on sokea.
- Rakkaus on sokeaa.

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

Rakkaus pysyy.

Aşk hayatta kalacak.

Rakkaus kestää.

Aşk sürer.

Rakkaus sattuu.

Aşk acı verir.

Rakkaus on monimutkaista.

Aşk karmaşıktır.

Rakkaus voittaa vihan.

Sevgi nefreti yener.

Sitä rakkaus on.

İşte aşk budur.

Rakkaus on kuolematon.

Aşk ölümsüzdür.

- Rakkaus on teinejä varten.
- Rakkaus on teini-ikäisiä varten.

Aşk, gençler içindir.

- Onko rakkaus vain peliä sinulle?
- Onko rakkaus ainoastaan peliä sinulle?

Aşk sizin için sadece bir oyun mu?

Tiedätkö, mitä on rakkaus?

Sen aşkın ne olduğunu biliyor musun?

Miten sanotaan ”rakkaus” ranskaksi?

- Fransızcada "aşk" nasıl dersin?
- Fransızcada "aşk" nasıl denir?

Rakkaus on kultaa arvokkaampaa.

Aşk altından daha değerlidir.

Rakkaus on tärkeä asia.

- Aşk önemli bir şeydir.
- Aşk mühim bir şeydir.

Rakkaus on kaunis asia.

Aşk güzel şeydir.

Rakkaus ei tunne rajoja.

Aşk sınır tanımaz.

Eikö rakkaus ole aina turvapaikka?

Aşk daima bir sığınak değil midir?

Rakkaus on vahvempi kuin kuolema.

Aşk ölümden daha güçlüdür.

Sanotaan että rakkaus on sokea.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

Rakkaus on parempaa kuin seksi.

Aşk seksten daha iyidir.

Rakkaus on kaikki mitä tarvitset.

İhtiyacınız olan tüm şey sevgi.

Rakkaus antoi hänelle leijonan voimat.

Aşk ona bir aslan gücünü verdi.

Rakkaus ja ystävyys ovat toisensa poissulkevia.

Aşk ve arkadaşlık birbirini dışlar.

Kaikki rakkaus ja suru sulavat sydämessäni.

Tüm sevgi ve hüzün kalbimde erir.

Tomilla oli vaikeuksia hyväksyä Marin rakkaus.

Tom'un Mary'nin sevgisini kabul etme sorunu vardı.

Rakkaus on sokea. Viha on myös sokea.

Aşk kördür. Nefret de kördür.

Kun köyhyys saapuu ovelle, rakkaus lentää ulos ikkunasta.

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.

Rakkaus on minulle yhtä tärkeää kuin raha hänelle.

Aşk, paranın ona olduğu kadar, bana önemlidir.

Rakkauteen ei ole tietä. Rakkaus on se tie.

Aşk için hiçbir yol yoktur. Aşk yoldur.

Tom ei tiennyt, hyväksyäkö vai torjuako Maryn rakkaus.

Tom Mary'nin aşkını kabul ya da onu red edip etmeyeceğini bilmiyordu.

Rakkaus ei ole vain tunne vaan myös taiteenlaji.

Aşk sadece hissetmek değil aynı zamanda bir sanattır.

- Matematiikka on kuin rakkaus – ideana yksinkertainen, mutta voi mennä mutkikkaaksi.
- Matematiikka on kuin rakkaus: ideana yksinkertainen, mutta voi mennä mutkikkaaksi.

Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.

Vanhemmat eivät ole rationaalisia, koska rakkaus ei ole rationaalista.

Ebeveynler mantıklı değiller, çünkü aşk mantıklı değil.

Luulen, että alan ymmärtää täsmälleen mitä oikea rakkaus on.

Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu tam olarak anlamaya başlıyorum.

...miten on mahdollista, että rakkaus voi estää näkemästä ympäröivää vaaraa.

Bir yandan tehlike var, bir yandan da aşk sayesinde dikkatini o tehlikeden uzaklaştırabiliyorsun.

Rakkaus on kuin tuhkarokko. Meidän on kaikkien käytävä se läpi.

Aşk kızamık gibidir. Hepimiz ona katlanmak zorundayız.

Rakkaus? Mitä se on? Olen orpo. En ole koskaan tuntenut rakkautta.

Sevgi mi? O da ne? Ben bir yetimim. Sevgiyi hiç tadamadım ki.

Rakkaus ei ole peliä, joten et voi vain poimia siitä parhaita paloja kuin rusinoita pullasta!

Aşk bir oyun değildir, bu nedenle sadece en iyi parçaları seçemezsiniz!