Examples of using "Ainoastaan" in a sentence and their turkish translations:
Tom'dan başka kimse ayrılmadı.
Ben yalnızca Fransızca konuşabilirim.
Burada tanıdığım tek kişi Tom.
O sadece sarhoş olma uğruna içer.
Ben sadece Almanca konuşuyordum.
Sadece Fransızca konuşuyorum.
Kral ailesine sadece en kusursuz yemekler sunulur.
Tom sadece Fransızca konuştu.
Tom sadece Fransızca biliyor.
Şu andan itibaren sadece Türkçe cümleler ekleyeceğim.
Tom sadece Fransızca konuştu.
Pembe renk sadece kızlar için değildir.
Sadece Tom'la Fransızca konuşurum.
Sadece yüksek kaliteli ürünler satarız.
Okulda su çiçeği ile ilgili sadece bir vaka vardı.
Üzgünüm ama bu güzel dilde nasıl söyleyeceğimi bildiğim tek şey bu cümledir.
Tom ebeveynleriyle sadece Fransızca konuşur.
Aşk sizin için sadece bir oyun mu?
Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
Tom sadece biraz Fransızca konuşabilir.
Sanırım Tom sadece Fransızca konuşur.
Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.
Tom sadece erkek kardeşim değil. O aynı zamanda benim en iyi arkadaşım.
Mary sadece kız kardeşim değil. O aynı zamanda benim en iyi arkadaşım.
O sadece İngilizce değil, Almanca da konuşur.
Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.
- Tom sadece organik gıda yediğini söylüyor.
- Tom diyor ki sadece organik gıda yiyormuş.
Tom sadece samimi değil aynı zamanda cömerttir.
Sadece aptalca şeyler söyledi.