Examples of using "Kestää" in a sentence and their turkish translations:
Aşk sürer.
Tom onunla başa çıkabilir.
Bu şey beni taşısa iyi olur.
Bu sonsuza kadar sürer.
Orada bekleyin, millet.
Bu ne kadar sürecek?
Onunla başa çıkmak zorunda kalacaksın.
O günlerce sürebilir.
Bu haftalar sürebilir.
Bu haftalar alabilir.
Konser ne kadar sürecek?
Bu gerçekten biraz vakit alacak.
- Kotlar çok zor kuruyor.
- Kot pantolonların kuruması çok uzun sürüyor.
İstasyona gitmek ne kadar sürer?
Buradan istasyona gitmek ne kadar sürüyor?
- Araba kullanmayı öğrenmem ne kadar zaman alır?
- Araba sürmeyi öğrenmek ne kadar zamanımı alır?
Bir ışık atımının, bir metrelik mesafeyi katetmesi saniyenin 3,3 milyarda biri
Umarım halat sivri köşelerde sorun çıkarmaz.
Şuna bağlanalım. Dua edin de halat beni taşısın.
Otobüsle istasyon yaklaşık on dakika sürer.
Ben onun ne kadar süreceğini bilmiyorum.
Buradan Boston'a gitmek ne kadar sürerdi?
Ne kadar süreceğini merak ediyorum.
- Bu daha ne kadar alacak?
- Bu ne kadar sürer?
Şahsi tecrübem; Fransızca gramerini öğrenmek bir yıl alıyor.
Ne kadar süreceğini hiç bilemezsin.
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.
- Biraz sürebilir.
- Biraz zaman alabilir.
Bu satış ne kadar sürecek?
Isırdıktan birkaç dakika sonra denizkestanesinin zehri devreye giriyor.
O taraftaki enkaza ulaşmanın da ne kadar süreceğini bilmiyorum.
O yaklaşık olarak üç saat sürecek.
İnsan açlıkla baş edebiliyor ama susuzluğa dayanmak mümkün değil, bağırsakların ağrımaya başlıyor, dayanamıyorsun.
Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.
O, buradan sadece 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde.
Bu zaman alacak.