Examples of using "Pilaa" in a sentence and their turkish translations:
O her şeyi mahvedecek.
Atmosferi bozma.
Ben bunun bir şaka olduğunu düşündüm.
Çocuk kızla alay etti.
Hastalanırsan tatilin berbat olur.
Bu skandal muhtemelen seçilme şansınızı mahvedecek.
Onlar bitişiğimize görüşümüzü berbat edecek bir apartman dairesi inşa ediyorlar.
- Aksanımla alay etti.
- Şivemle dalga geçti.
Umarım hiçbir şey birlikteki son günümüzü mahvetmez.
Ne yazık ki Tom ortaya çıkacak ve partimi mahvedecek.
Eğer Tom ortaya çıkarsa, bu, Mary'nin gününü mahvedecek.
Bunun itibarımı mahvedeceğini gerçekten düşünüyor musun?
Tom'la dalga geçmeyeceğim.
Tom'un annesi onun TV'ye çok yakın oturursa gözlerini mahvedeceğini söyledi.
Bir zamanlar hayatın bir şaka olduğunu, her şeyin de bunu gösterdiğini düşünürdüm. Artık biliyorum.