Translation of "Kaiken" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Kaiken" in a sentence and their turkish translations:

Kaiken...muistan kaiken.

Her şeyi, her şeyi hatırlıyorum.

- Tiedän kaiken.
- Minä tiedän kaiken.
- Mää tiiän kaiken.

Her şeyi biliyorum.

- Tuhosin kaiken.
- Minä tuhosin kaiken.

Her şeyi yok ettim.

Olen nähnyt kaiken ja tiedän kaiken.

Her şeyi gördüm ve biliyorum.

- Olen kuullut kaiken.
- Minä kuulin kaiken.

Her şeyi duydum.

- Selititkö Tomille kaiken?
- Selitittekö Tomille kaiken?

Her şeyi Tom'a açıkladın mı?

Näimme kaiken.

Her şeyi gördük.

Menetämme kaiken.

Her şeyi kaybedeceğiz.

Pilasin kaiken.

Ben her şeyi berbat ettim.

Tiedän kaiken.

Her şeyi biliyorum.

- Tiedän tuon kaiken.
- Minä tiedän tuon kaiken.

Hepsini biliyorum.

- Aion tuhota kaiken.
- Minä aion tuhota kaiken.

Her şeyi yok etmeyi istiyorum.

- Tiedän hänestä kaiken.
- Minä tiedän kaiken hänestä.

Onun hakkında her şeyi biliyorum.

- Minä tiedän heistä kaiken.
- Minä tiedän niistä kaiken.

Onlar hakkında her şeyi biliyorum.

- Me tiesimme kaiken siitä.
- Me tiesimme siitä kaiken.

Bunun hakkında her şeyi biliyorduk.

Sinä pilasit kaiken.

Her şeyi mahvettin.

Minä kuulin kaiken.

Her şeyi duydum.

Kerroin heille kaiken.

Onlara her şeyi anlattım.

Hän kielsi kaiken.

O, her şeyi reddetti.

Se pilaa kaiken.

O her şeyi mahvedecek.

Sinä pilaat kaiken!

Her şeyi mahvedeceksin.

Luitko sen kaiken?

Onun hepsini okudun mu?

Uskon sen kaiken.

Hepsine inanıyorum.

Internet muutti kaiken.

İnternet her şeyi değiştirdi.

Pilaat aina kaiken.

Her zaman her şeyi mahvediyorsun.

Tiedän kaiken sinusta.

Senin hakkındaki her şeyi biliyorum.

Keksin sen kaiken.

Hepsini ben uydurdum.

Se muuttaa kaiken.

O her şeyi değiştirir.

Aika tuhoaa kaiken.

Zaman her şeyi yok ediyor.

Hän tietää kaiken.

O her şeyi bilir.

Tom kielsi kaiken.

Tom her şeyi reddetti.

Hän näki kaiken.

O her şeyi gördü.

Talo tarjoaa kaiken.

Her şey şirketten.

Olen kuullut kaiken.

Her şeyi duydum.

- Minä jätin kaiken taakseni ja juoksin.
- Jätin kaiken taakseni ja juoksin.
- Pudotin kaiken ja juoksin.
- Minä pudotin kaiken ja juoksin.

Her şeyi düşürdüm ve koştum.

-Mitä sinä... -Pilaat kaiken.

-Sen ne... -Futbol için.

Ajattelen sinua kaiken aikaa.

Sürekli seni düşünüyorum.

Tutkinnon jälkeen unohdin kaiken.

Sınavdan sonra her şeyi unuttum.

Jotkut väittävät tietävänsä kaiken.

Bazıları her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Kuka söi kaiken ruokamme?

Bütün yiyeceğimizi kim yedi?

Haluan kertoa sinulle kaiken.

- Sana her şeyi söylemek istiyorum.
- Size her şeyi söylemek istiyorum.

Minä kerron Tomille kaiken.

Tom'a her şeyi söylerim.

Selitän sinulle kaiken myöhemmin.

Ben sana her şeyi sonra açıklayacağım.

Haluan kuulla kaiken matkastasi.

Yolculuğun hakkında her şeyi duymak istiyorum.

Oletko kertonut minulle kaiken?

Bana her şeyi söyledin mi?

Nälkä saa kaiken maistumaan.

Açlık her şeye iyi tat verir.

Kaiken selittämiseen menisi ikuisuus.

Her şeyi açıklamam sonsuza kadar sürer.

Olisit voinut pilata kaiken.

Her şeyi mahvedebilirdin.

Voitko selittää kaiken minulle?

Bana her şeyi açıklayabilir misin?

Tein kaiken työn itse.

Ben bütün işi kendim yaptım.

Tom tietää kaiken autoista.

Tom arabalar hakkında her şeyi biliyor.

Kommunikointi on kaiken avain.

İletişim anahtardır.

Voin tehdä kaiken itse.

Her şeyi kendi başıma yapabilirim.

Saimme kaiken, minkä halusimme.

Biz istediğimiz her şeyi aldık.

Olen pannut peliin kaiken.

Her şeyi riske attım.

Kerroin jo Tomille kaiken.

Tom'a her şeyi zaten söyledim.

Suunniteltuani kaiken lähdin matkalle.

Ben her şeyi planladıktan sonra bir seyahate gittim.

Tom tiesi kaiken Marystä.

Tom Mary hakkında her şeyi biliyordu.

Tom tietää meistä kaiken.

Tom bizim hakkımızda her şeyi biliyor.

Tom tietää heistä kaiken.

Tom onlar hakkında her şeyi biliyor.

Tom tietää minusta kaiken.

Tom benim hakkımda her şeyi bilir.

Tein kaiken täysin itse.

Her şeyi tamamen tek başıma yaptım.

Tom näytti tietävän kaiken.

Tom her şeyi biliyor gibi görünüyordu.

Oletko selittänyt Tomille kaiken?

Tom’a her şeyi açıkladın mı?

Kaiken täytyy olla virheetöntä.

Her şey kusursuz olmalı.

- Kerroin jo Tomille kaiken, mitä tiedän.
- Kerroin jo Tomille kaiken tietämäni.

Tom'a bildiğim her şeyi zaten söyledim.

- Hän uskoo kaiken, mitä minä sanon.
- Hän uskoo kaiken, mitä sanon.

Söylediğim her söze inanır.

- Hän puhuu ikään kuin tietäisi kaiken.
- Hän puhuu niin kuin tietäisi kaiken.

O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

Kerron sinulle siitä kaiken myöhemmin.

Onun hakkında her şeyi daha sonra sana bildireceğim.

Hän menetti kaiken minkä omisti.

O, sahip olduğu her şeyi kaybetti.

Hän jätti kaiken sattuman varaan.

O, her şeyi şansa bıraktı.

Jotkut ihmiset väittävät tietävänsä kaiken.

Bazı insanlar her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Jos menetän rakkautesi, menetän kaiken.

Senin aşkını kaybedersem her şeyi kaybederim.

Jos teet sen, pilaat kaiken.

Onu yaparsan her şeyi mahvedersin.

Olen säästänyt kaiken aikani sinulle.

Senin için bütün zamanımı tasarruf ediyorum.

Olen kuullut kaiken tämän aikaisemmin.

Daha önce bunun hepsini duydum.

Olen kuullut sen kaiken aikaisemminkin.

Daha önce onun hepsini duydum.

Miksi kaiken täytyy tapahtua meille?

Neden her şey bize olmak zorunda.

Se on kaiken kaikkiaan väärin.

O tamamen yanlış.

Ota vähän rahaa kaiken varalta.

- İhtiyaç olursa diye, biraz para al!
- Her ihtimale karşı biraz para al.

Tom onnistui kantamaan kaiken itse.

Tom her şeyi kendi taşımayı başardı.

Tom haluaa tehdä kaiken itse.

Tom her şeyi kendi yapmayı sever.

Mihin luulet kaiken rahan menevän?

- Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
- Sence bütün para nereye gidiyor?
- Sizce tüm para nereye gidiyor?

Köyhyys on kaiken pahan alku.

Yoksulluk bütün kötülüklerin kaynağıdır.

Tom tahtoi tietää kaiken Marista.

Tom Mary hakkında her şeyi bilmek istiyordu.

Tom vieköön kaiken tarvitsemansa ajan.

Tom ihtiyaç duyduğu tüm zamanı alabilir

Tom päätti kertoa Marylle kaiken.

Tom Mary'ye her şeyi anlatmaya karar verdi.

Oletko jo selittänyt Tomille kaiken?

Zaten her şeyi Tom'a anlattın mı?

Ne jyräävät kaiken yli. Kuuletteko tuon?

Bu kenar boyunca akar. Bunu duydunuz mu?

Se pitää kaiken tasapainossa. 304. PÄIVÄ

Ve her şeyi dengede tutuyor.

Ne jotka unohtavat kaiken ovat onnellisia.

Her şeyi unutanlar mutludur.

Hän omisti kaiken tarmonsa espanjan opiskelemiseen.

Bütün enerjimi İspanyolca eğitimine adadım.