Examples of using "Määrä" in a sentence and their turkish translations:
muhalifleri tutuklamak, kaçırmak,
Büfelerdeki gıda israfı, tabak veya kutu boyutları
Bir sahilde kum tanelerinin sayısı hesaplanabilir.
Bir sürü doğum günü kartı yakında gelir.
Çok sayıda insan Japonyayı ziyaret etti.
Küçük miktarlarda kurşun bile tehlikelidir.
Onun çok sayıda kitabı var.
- Kaliteyi miktara tercih ederim.
- Niteliği, niceliğe tercih ederim.
19. yüzyılda göçmenlerin sayısı hızla yükseldi.
Onlar yedide burada buluşacaklardı.
Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.
Önemli olan miktar değil kalitedir.
Bakan önümüzdeki hafta Meksika'yı ziyaret edecektir.
Be sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.
Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır.
Tek kanıt, iç çamaşırına yapışmış sperm iziydi.
Londra'da çok sayıda park vardır.
- Onun bir sürü kitabı var.
- Onun çok sayıda kitabı var.
Sıcaklık yüksek olduğu için büyük miktarda klima satıldı.
Partiye epeyce insan geldi.
Son zamanlarda, Japonya'da çalışan ya da okuyan yabancıların sayısı arttı.
Bu dünyada çok iyi anlayamayacağım pek çok şey var.
Ancak Covid-19 pozitif çıkanların %20 ila %30'unun hastaneye yatması gerekir.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.