Examples of using "Käärme" in a sentence and their turkish translations:
Yılanı uzaklaştıralım.
Bak, bir yılan!
Yılan bir kurbağayı yuttu.
Yılan yaşıyor mu?
Yılan Havva'yı ayartmıştı.
Tom bir yılan tarafından ısırıldı.
Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.
Tom zehirli bir yılan tarafından ısırıldı.
Yılan köpeği bütünüyle yuttu.
Büyük bir yılan, baksanıza.
- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?
Bu yılan zehirli değil.
Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.
Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız.
Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor
Bir yılanın olduğunu bilmiyordum.
Tom, bir şey yap. Çadırın içinde bir yılan var!
Sanırım deriden içeri girdi. Yılanı uzaklaştıralım.
Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur.
Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri
Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız. Tamamdır!
Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.
Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.