Examples of using "Aurinko" in a sentence and their turkish translations:
Güneş batıyor.
Güneş doğuyor.
Güneş parlıyor.
Güneş parlıyordu.
Bir buçuk saate kadar güneş batacak.
Güneş tepede.
Güneş çıktı.
Güneş karı eritti.
Güneş yakında batacak.
Güneş kırmızıdır.
Güneş büyüktür.
Güneş bir yıldızdır.
Güneş batıyordu.
Güneş bulutların altında battı.
Güneş dağların ardında battı.
Güneş gece nereye gider?
Güneş mavi gökyüzünden parlıyor.
- Güneş ufukta kayboldu.
- Güneş ufuktan battı.
Güneş dağların arkasından indi.
Güneş ne kadar uzakta?
ve güneşin batmasını bekleyebiliriz.
Güneş batarken, yüzey serinliyor.
Yakında güneş aylarca yükselmeyecek.
Fakat güneşin fazlası da öldürebilir.
Nihayet, güneş ufukta kayboluyor.
Güneş ışık ve ısı verir.
Güneş henüz doğmadı.
Güneş doğarken, sis kayboldu.
Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.
Ekimden beri güneş çıkmamış.
Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.
Güneş gökyüzünde parlıyor.
Yarın hava güneşli olursa, pikniğe gideriz.
Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.
Güneş, bizim güneş sistemimizdeki tüm kütlenin % 99,8'ini içerir.
Hangisi daha büyük, Güneş mi yoksa Dünya mı?
Yarın güneşli olacak mı?
Güneş ufukta battı ve hava karardı.
Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm
Dünya'nın yağmur ormanlarında güneşin batmasıyla değişim tetiklenir.
Güneş, Ay ve Dünya ayda iki kere aynı hizaya gelir.
Güneş ve ay doğudan doğar ve batıdan batar.
Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.
Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.
Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.