Translation of "Nousee" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Nousee" in a sentence and their turkish translations:

Aurinko nousee.

Güneş doğuyor.

Vesi nousee.

Su yükseliyor.

Merenpinta nousee.

Deniz seviyesi yükseliyor.

- Hän nousee kello seitsemältä.
- Hän nousee ylös seitsemältä.

O, saat yedide kalkar.

Vuorovesi nousee nopeasti.

Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.

Savu nousee savupiipusta.

Duman bacadan yükseliyor.

Hän nousee ylös aikaisin.

O erken kalkıyor.

Hän nousee ylös seitsemältä.

O, saat yedide kalkar.

Hän nousee aina kuudelta.

O her zaman altıda kalkar.

- Hinta nousee.
- Hinta on nousemassa.
- Se hinta on nousemassa.
- Se hinta nousee.

Fiyat yükseliyor.

- Sää lämpenee.
- Ilman lämpötila nousee.

Sıcaklık yükseliyor.

On varmaa, että kullan hinta nousee.

Altın fiyatının yükseleceği kesin.

Dollarin arvo laskee kun inflaatiotaso nousee.

Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.

Hän nousee ylös aikaisin joka aamu.

O her sabah erken kalkar.

Uudenkuun tulvavuoksen auttamana - niitä nousee pintaan tuhansittain.

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

Watasenia scintillans -naaraskalmari - nousee satoja metrejä ylös syvyyksistä.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Se, joka nukkuu koirien kanssa, nousee kirppuja mukaan.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

- Tom nousee ylös joka aamu kuudelta.
- Tom herää kuudelta joka aamu.

Tom her sabah saat altıda kalkar.

Sen jälkeen kun Marko on levännyt vähän, hän nousee ylös, peseytyy, pukeutuu ja valmistautuu lähtemään ulos.

Mark biraz dinlendikten sonra kalkar, yıkanır, giyinir ve dışarı çıkmak için hazırlanır.