Translation of "Mouth" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Mouth" in a sentence and their turkish translations:

Turkey, mouth and a mouth.

Hindi, ağız ve bir ağız.

- Open your mouth!
- Open your mouth.

Ağzınızı açın.

- Shut your mouth.
- Close your mouth.

Kapa çeneni.

- Shut your mouth.
- Close your mouth!

Ağzını kapat.

- Watch your mouth!
- Watch your mouth.

Ağzına dikkat et.

Tom gave Mary mouth-to-mouth.

Tom, Mary'ye suni teneffüs yaptı.

She gave him mouth-to-mouth resuscitation.

Ona ağızdan ağıza nefes verdi.

- Keep your mouth shut!
- Keep your mouth shut.

Ağzını kapalı tut.

- Don't open your mouth.
- Don't open your mouth!

Ağzını açma.

- Open your mouth, please!
- Please, open your mouth!

Lütfen, ağzınızı açın.

- Tom closed his mouth.
- Tom shut his mouth.

Tom ağzını kapattı.

- She gave me mouth to mouth and saved my life.
- He gave me mouth to mouth and saved my life.

O bana suni teneffüs yaptırdı ve hayatımı kurtardı.

His mouth whistling,

Ağzıyla ıslık çalıyor,

Mouth is dry.

Ağzım kuru.

She saved my life with mouth-to-mouth resuscitation.

O, suni solunumla hayatımı kurtardı.

He gave me mouth to mouth and saved my life.

O bana suni teneffüs yaptırdı ve hayatımı kurtardı.

Shut your big mouth.

Kocaman ağzını kapa.

Tom rinsed his mouth.

Tom ağzını duruladı.

Wash your mouth out.

Ağzınızı yıkayın.

Open your mouth wide.

Ağzınızı geniş açın.

My mouth is clean.

Ağzım temiz.

My mouth is dry.

Ağzım kuru.

My mouth is numb.

Ağzım uyuşuk.

Shut your filthy mouth.

İğrenç ağzını kapa.

My mouth is numbed.

Ağzım uyuştu.

He opened his mouth.

O ağzını açtı.

My mouth was dry.

Ağzım kuruydu.

His mouth went dry.

Onun ağzı kurudu.

Tom's mouth went dry.

Tom'un ağzı kurudu.

Tom, watch your mouth!

Laflarına dikkat et Tom!

Tom's mouth dropped open.

Tom'un ağzı açık kaldı.

Her mouth dropped open.

Ağzını açık bıraktı.

Open your mouth, please!

Ağzınızı açın lütfen!

She opened her mouth.

Ağzını açtı.

Watch your mouth, Tom.

- Sözlerine dikkat et, Tom.
- Ağzından çıkanlara dikkat et, Tom.
- Diline hakim ol, Tom.
- Laflarına dikkat et, Tom.

Tom covered his mouth.

Tom ağzını kapattı.

Tom closed his mouth.

Tom ağzını kapadı.

Tom shut his mouth.

Tom ağzını kapattı.

Tom opened his mouth.

Tom ağzını açtı.

Pepper burned his mouth.

Biber onun ağzını yaktı.

Hey, watch your mouth.

Hey, sözlerine dikkat et.

My mouth dried up.

Ağzım kurudu.

Tom's mouth was full.

Tom'un ağzı doluydu.

Open up your mouth.

Ağzını aç.

Shut your mouth, Layla.

Kapa çeneni, Leyla.

Sami's mouth was open.

Sami'nin ağzı açıktı.

- Don't speak with your mouth full.
- You must not speak with your mouth full.
- Don't speak with your mouth full!
- Do not talk with your mouth full.
- Don't talk with your mouth full.

Ağzın doluyken konuşma.

- Don't speak with your mouth full.
- Do not talk with your mouth full.
- Don't talk with your mouth full.

Ağzın doluyken konuşma.

- Don't speak with your mouth full.
- Don't speak with your mouth full!
- Do not talk with your mouth full.

- Ağzın doluyken konuşma.
- Yemek yerken konuşma.
- Ağzında yemek varken konuşma.
- Dolu ağızla konuşma.

- "Open your mouth" said the dentist.
- "Open your mouth", said the dentist.

Dişçi "Ağzını aç" dedi.

- Don't speak with your mouth full.
- Don't speak with your mouth full!

- Ağzın dolu konuşma!
- Ağzın doluyken konuşma!

- Tom should keep his mouth shut.
- Tom should keep his mouth closed.

Tom ağzını kapalı tutmalı.

I'll keep my mouth shut.

Ağzımı kapalı tutacağım.

It makes my mouth water.

Ağzımı sulandırıyor.

He has a big mouth.

Onun büyük bir ağzı var.

Please rinse out your mouth.

Lütfen ağzını çalkala.

She has a sensual mouth.

- Onun duygusal bir ağzı vardır.
- Onun şehvetli bir ağzı var.

You've got a big mouth.

Büyük bir ağzın var.

Tom's got a big mouth.

Tom'un büyük bir ağzı var.

Tom opened his mouth wide.

Tom ağzını kocaman açtı.

The baby opened his mouth.

Bebek ağzını açtı.

He opened his mouth wide.

Ağzını kocaman açtı.

Think before opening your mouth!

Ağzını açmadan önce düşün!

We have one mouth only.

Yalnızca bir ağzımız var.

Why is your mouth open?

Neden ağzın açık?

That woman has a mouth.

O kadının bir ağzı var.

I'm keeping my mouth shut.

Ağzımı kapalı tutuyorum.

Try breathing through your mouth.

Ağzından nefes almayı dene.

I kept my mouth shut.

Ağzımı kapalı tuttum.

Just keep your mouth shut.

Sadece ağzını kapalı tut.

What's that in your mouth?

Ağzındaki ne?

Hey you, shut your mouth!

Hey sen, çeneni kapa!

Chew with your mouth closed.

Ağzın kapalıyken çiğne.

Tom has a big mouth.

- Tom dedikoducudur.
- Tom boşboğazdır.

My mouth was suddenly dry.

Ağzım aniden kurudu.

Sami kept his mouth shut.

Sami ağzını kapalı tuttu.

Breathe deeply through your mouth.

Ağzınızdan derin bir nefes alın.

- She is living from hand to mouth.
- She is living hand-to-mouth.

Kıt kanaat geçiniyor.

- I should have kept my mouth shut.
- I should've kept my mouth shut.

Çenemi kapalı tutmalıydım.

- I never should've opened my mouth.
- I never should have opened my mouth.

- Asla ağzımı açmamalıydım.
- Ağzımı hiç açmamam gerekirdi.

- You should have kept your mouth shut.
- You should've kept your mouth shut.

Ağzını kapalı tutmalıydın.

- Tom should've kept his mouth shut.
- Tom should have kept his mouth shut.

- Tom ağzını kapalı tutmalıydı.
- Tom çenesini kapalı tutmalıydı.

- I'm sorry I opened my mouth.
- I'm sorry that I opened my mouth.

Ben ağzımı açtığım için üzgünüm.

- Tom would've kept his mouth shut.
- Tom would have kept his mouth shut.

Tom ağzını kapalı tutardı.

- You must not speak with your mouth full.
- Do not talk with your mouth full.
- Don't talk with your mouth full.
- Don't talk while you have food in your mouth.

Ağzın doluyken konuşma.

- I'll rinse your mouth out with soap!
- I'll wash your mouth out with soap!
- I am going to wash your mouth with soap.

Ben ağzını sabunla yıkayacağım.

Why is your mouth so big?

Niçin ağzınız o kadar büyük?

That word dropped from his mouth.

- O kelime onun ağzından düştü.
- O sözcük onun ağzından kaçtı.