Translation of "Suspect" in Turkish

- The suspect confessed.
- The suspect has confessed.

Şüpheli itiraf etti.

- She questioned a suspect.
- She interrogated a suspect.

O bir şüpheliyi sorguladı.

- I suspect Tom lied.
- I suspect that Tom lied.
- I suspect Tom is lying.

Tom'un yalan söylediğinden şüpheleniyorum.

You're a suspect.

Sen bir şüphelisin.

We suspect poisoning.

Zehirlenmekten şüphe ediyoruz.

Everybody's a suspect.

Herkes bir şüphelidir.

I'm a suspect.

Ben bir şüpheliyim.

They'll suspect me.

Benden kuşkulanacaklar.

- I suspect you're right.
- I suspect that you're right.

Haklı olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect you're wrong.
- I suspect that you're wrong.

Hatalı olduğundan kuşkulanıyorum.

- I suspect Tom cheated.
- I suspect that Tom cheated.

Tom'un aldattığından şüpheleniyorum.

- Tom is not a suspect anymore.
- Tom is no longer a suspect.
- Tom isn't a suspect anymore.

Tom artık bir şüpheli değil.

Who do you suspect?

Kimden şüpheleniyorsunuz?

He's our only suspect.

O bizim tek şüpheli.

Am I a suspect?

- Şüpheli miyim?
- Ben bir şüpheli miyim?

Does Tom suspect anything?

Tom herhangi bir şeyden şüpheleniyor mu?

I'm not a suspect.

Ben bir şüpheli değilim.

He didn't suspect anything.

O herhangi bir şeyden şüphelenmedi.

She didn't suspect anything.

O hiçbir şeyden şüphelenmedi.

Tom didn't suspect anything.

Tom bir şeyden şüphelenmedi.

You're not a suspect.

Sen bir şüpheli değilsin.

She described the suspect.

O, şüpheliyi tanımladı.

They didn't suspect anything.

Onlar hiçbir şeyden şüphelenmediler.

I didn't suspect anything.

Bir şeyden şüphelenmedim.

Do you suspect me?

Benden şüpheleniyor musun?

Is Tom a suspect?

Tom bir şüpheli mi?

Tom isn't a suspect.

Tom bir şüpheli değil.

Do they suspect me?

Onlar benden şüpheleniyor mu?

Tom is a suspect.

Tom bir şüpheli.

Tom wasn't a suspect.

Tom bir şüpheli değildi.

Sami was a suspect.

Sami bir şüpheliydi.

Sami described the suspect.

Sami şüpheliyi tarif etti.

If we suspect others, others will suspect us just as much.

Biz başkalarından şüphe ettikçe, onlar bizden daha çok şüphe edecektir.

- I suspect Tom knows more.
- I suspect that Tom knows more.

Tom'un daha fazlasını bildiğinden kuşkulanıyorum.

- I suspect they're all gone.
- I suspect that they're all gone.

Onların hepsinin gitmiş olduğundan kuşkulanıyorum.

- I suspect Tom did it.
- I suspect that Tom did it.

Bunu Tom'un yaptığından şüpheliyim.

- I suspect Tom is home.
- I suspect that Tom is home.

Tom'un evde olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is lost.
- I suspect that Tom is lost.

Tom'un kayıp olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is right.
- I suspect that Tom is right.

Sanırım Tom haklı.

- I suspect Tom is upset.
- I suspect that Tom is upset.

Tom'un üzgün olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is wrong.
- I suspect that Tom is wrong.

Sanırım Tom haksız.

- I suspect Tom is afraid.
- I suspect that Tom is afraid.

Tom'un korktuğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is asleep.
- I suspect that Tom is asleep.

Tom'un uyuduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is puzzled.
- I suspect that Tom is puzzled.

Tom'un şaşkın olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is bluffing.
- I suspect that Tom is bluffing.

Tom'un blöf yaptığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is homeless.
- I suspect that Tom is homeless.

- Tom evsiz sanırım.
- Tom'un sokakta kaldığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is prepared.
- I suspect that Tom is prepared.

Tom'un hazır olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is concerned.
- I suspect that Tom is concerned.

Tom'un endişeli olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is downstairs.
- I suspect that Tom is downstairs.

Tom'un alt katta olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is interested.
- I suspect that Tom is interested.

Tom'un ilgilendiğinden şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is prejudiced.
- I suspect that Tom is prejudiced.

Tom'un önyargılı olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is discouraged.
- I suspect that Tom is discouraged.

Tom'un cesareti kırıldığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is embarrassed.
- I suspect that Tom is embarrassed.

Tom'un utandığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is intoxicated.
- I suspect that Tom is intoxicated.

Sanırım Tom sarhoş.

- I suspect Tom is uncomfortable.
- I suspect that Tom is uncomfortable.

Tom'un rahatsız olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is involved.
- I suspect that Tom is involved.

Tom'un dahil olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom left early.
- I suspect that Tom left early.

Tom'un erken ayrıldığından şüpheliyim.

- I suspect Tom isn't here.
- I suspect that Tom isn't here.

Tom'un burada olmadığından şüpheleniyorum.

- I suspect Tom was tired.
- I suspect that Tom was tired.

Tom'un yorgun olduğundan şüpheleniyorum

- I suspect Tom was sick.
- I suspect that Tom was sick.

Tom'un hasta olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is depressed.
- I suspect that Tom is depressed.

Tom'un depresyonda olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom is nearby.
- I suspect that Tom is nearby.

Tom'un yakında olduğundan şüpheleniyorum.

- I suspect Tom didn't do that.
- I suspect Tom didn't do this.
- I suspect that Tom didn't do this.
- I suspect that Tom didn't do it.

Tom'un bunu yapmadığından şüpheleniyorum.

Why should you suspect me?

Niçin benden şüphelenmen gerekiyor?

I suspect he is ill.

Ben onun hasta olduğunu sanıyorum.

The police arrested the suspect.

Polis şüpheliyi tutukladı.

She locked up a suspect.

O bir şüpheliyi kilitledi.

Tom is our prime suspect.

Tom bizim ilk şüphelimiz.

Two detectives followed the suspect.

İki dedektif şüpheliyi izledi.

Dan became the prime suspect.

Dan baş şüpheli haline geldi.

Dan was the prime suspect.

Dan baş şüpheliydi.

My parents didn't suspect anything.

Anne babam hiçbir şeyden şüphelenmediler.

Tom didn't suspect a thing.

Tom bir şeyden şüphelenmedi.

Tom was the lead suspect.

Tom önde gelen şüpheliydi.

Why do you suspect sabotage?

Neden sabotajdan şüpheleniyorsun?

Tom doesn't suspect a thing.

Tom bir şeyden şüphelenmiyor.

You suspect Tom, don't you?

Tom'dan şüpheleniyorsun, değil mi?

I could be a suspect.

Bir şüpheli olabilirim.

He wasn't someone you'd suspect.

- O, şüpheleneceğin biri değildi.
- O, şüpheleneceğin bir kimse değildi.

Tom is the only suspect.

Tom tek şüpheli.

Why do you suspect me?

Niçin benden şüpheleniyorsun?

One suspect has been identified.

Bir şüpheli tanımlandı.

The suspect reportedly stole computers.

Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.

Detectives don't suspect foul play.

Dedektifler hatalı oyundan şüphelenmezler.

You're the most obvious suspect.

Sen en açık şüphelisin.

The suspect has dark hair.

Şüphelinin koyu renkli saçları var.

Everybody now is a suspect.

Şimdi herkes bir şüpheli.

The suspect refused to cooperate.

Şüpheli işbirliği yapmayı reddetti.

I didn't suspect a thing.

Hiçbir şeyden şüphelenmedim.

Sami was a potential suspect.

Sami potansiyel bir şüpheliydi.

Sami didn't suspect a thing.

Sami bir şeyden şüphelenmedi.

- I suspect you've already done that.
- I suspect that you've already done that.

Bunu önceden yaptığınızdan kuşkulanıyorum.

- I suspect that you won't like it.
- I suspect you won't like it.

Ondan hoşlanmayacağından kuşkuluyum.

- I suspect Tom is a spy.
- I suspect that Tom is a spy.

Tom'un bir ajan olduğundan kuşkulanıyorum.

- Tom knows the police suspect him.
- Tom knows that the police suspect him.

Tom polisin kendisinden şüphelendiğini biliyor.

- I suspect that Tom knows this already.
- I suspect Tom knows this already.

Tom bunu önceden biliyor olduğundan şüphe duyuyorum.