Translation of "Suitcases" in Turkish

0.110 sec.

Examples of using "Suitcases" in a sentence and their turkish translations:

Where are your suitcases?

Valizlerin nerede?

Where are the suitcases?

Bavullar nerede?

Tom carried both suitcases.

Tom her iki bavulu taşıdı.

Which suitcases are Tom's?

Hangi valizler Tom'un?

These suitcases are heavy.

Bu bavullar ağır.

These are my suitcases.

Bunlar benim bavullarım.

Are these suitcases yours?

Bu valizler sizin mi?

Are these Tom's suitcases?

Bunlar Tom'un valizleri mi?

Your suitcases look heavy.

Bavulların ağır görünüyor.

I carried both suitcases.

Her iki bavul da taşıdım.

Sami's suitcases were missing.

Sami'nin valizleri kayıptı.

Where are my suitcases?

Valizlerim nerede?

Do they have their suitcases?

Onların bavulları var mı?

I've packed my suitcases already.

Valizlerimi zaten hazırladım.

Where are all our suitcases?

Bütün valizlerimiz nerede?

These suitcases are really heavy.

Bu bavullar gerçekten ağır.

I opened all my suitcases.

Bütün bavullarımı açtım.

Your suitcases are over there.

Bavullarınız orada.

I'm only bringing two suitcases.

Ben sadece iki valiz getiriyorum.

Tom was carrying two suitcases.

Tom iki bavul taşıyordu.

I don't pack your suitcases.

Ben senin bavullarını toplamam.

Just put the suitcases here.

Valizleri buraya koy.

Those three suitcases are Tom's.

Bu üç valiz Tom'un.

Where shall I put my suitcases?

Bavullarımı nereye koyayım?

We can't leave our suitcases here.

Bavullarımızı burada bırakamayız.

Let's just leave our suitcases here.

Sadece bavullarımızı burada bırakalım.

Where do you want these suitcases?

Bu bavulları nerede istiyorsun?

How many suitcases do you have?

Kaç tane bavulun var?

The suitcases were ready for loading.

Bavullar yükleme için hazırdı.

We could leave our suitcases here.

Bavullarımızı buraya bırakabiliriz.

Keep an eye on my suitcases.

Valizlerime dikkat et.

Tom helped me carry my suitcases.

Tom bavullarımı taşımama yardım etti.

These suitcases are kind of heavy.

Bu bavullar biraz ağır.

Tom carried the suitcases for me.

Tom bavulları benim için taşıdı.

We packed their suitcases for them.

Onların bavullarını onlar için topladık.

I packed their suitcases for them.

Onların valizlerini onlar için topladım.

Tom helped Mary carry her suitcases.

Tom Mary'nin bavullarını taşımasına yardım etti.

I'll help you carry your suitcases.

Bavullarını taşımana yardım edeceğim.

These suitcases are Tom's and Mary's.

Bu valizler Tom'un ve Mary'nin valizleri.

These are Tom's and Mary's suitcases.

Bunlar Tom'un ve Mary'nin valizleri.

I have to unpack my suitcases.

Bavullarımı açmak zorundayım.

Which of these suitcases is Tom's?

Bu bavullardan hangisi Tom'un?

Where should I put these suitcases?

Bu valizleri nereye koymalıyım?

- You should've helped Tom carry his suitcases.
- You should have helped Tom carry his suitcases.

Tom'un valizlerini taşımasına yardım etmeliydin.

One of the suitcases is completely empty.

Bavullardan biri tamamen boş.

He carried the suitcases to our room.

Bavulları odamıza taşıdı.

I put your suitcases in your room.

- Bavullarını odana koydum.
- Valizlerini odana koydum.

I can carry those suitcases for you.

Ben o bavulları senin için taşıyabilirim.

I'll put the suitcases in Tom's room.

Valizleri, Tom'un odasına koyacağım.

I'll be back for my suitcases later.

Ben valizlerim için sonra geri geleceğim.

Tom put the suitcases into his car.

Tom, bavullarını arabasına koydu.

I'm not sure who has my suitcases.

Bavullarıma kimin sahip olduğundan emin değilim.

Let me help you with your suitcases.

Bavullarında sana yardım edeyim.

I helped Tom carry in the suitcases.

Tom'un bavulları taşımasına yardım ettim.

Can I help you with those suitcases?

Ben o bavullar konusunda sana yardımcı olabilir miyim?

Would you help me with my suitcases?

Bavullarımda bana yardım eder misin?

Could you carry these suitcases for me?

Bu bavulları benim için taşıyabilir misiniz?

Put the suitcases carefully on the rack.

Çantaları dikkatle rafın üzerine koyun.

Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.

Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.

There are three suitcases near the door.

Kapının yanında üç valiz var.

Tom will carry those suitcases for you.

Tom sizin için bu bavulları taşıyacak.

Tom had to carry all three suitcases.

Tom üç valizi taşımak zorunda kaldı.

Tell Tom where to put the suitcases.

Tom'a valizlerin nereye koyacağını söyle.

Can I help you with your suitcases?

Bavullarında sana yardımcı olabilir miyim?

Tom carried Mary's suitcases to her room.

Tom, Mary'nin valizlerini odasına taşıdı.

Tom didn't help Mary carry her suitcases.

Tom, Mary'nin valizlerini taşımasına yardım etmedi.

He will carry those suitcases for you.

O bavulları senin için taşıyacak.

Do you need a hand with your suitcases?

Bavullarınla ilgili yardıma ihtiyacın var mı?

Would you please help me carry my suitcases?

Lütfen bavullarımı taşımama yardım eder misin?

I'll come back for my suitcases this afternoon.

Bu öğleden sonra bavullarım için geri geleceğim.

I'm not going to drag their suitcases around.

Onların etraftaki valizlerini çekmeyeceğim.

Tom pulled the suitcases out of the trunk.

Tom bavulları bağajdan çıkardı.

Tell me where I should put my suitcases.

Bana valizlerimi nereye koymam gerektiğini söyle.

Tom is helping Mary carry in her suitcases.

Tom Mary'nin bavullarını taşımasına yardım ediyor.

Tom came down the stairs carrying his suitcases.

Tom bavullarını taşırken merdivenlerden aşağı yuvarlandı.

Let me find somewhere to put these suitcases.

Bu bavulları koyacak bir yer bulayım.

Tom managed to carry both suitcases by himself.

Tom her iki bavulu da kendi başına taşımayı başardı.

Tom and Mary haven't unpacked their suitcases yet.

Tom ve Mary henüz valizlerini açmadı.

Tom told us where to put our suitcases.

Tom bize valizlerimizi nereye koyacağımızı söyledi.

Thank you for helping me carry my suitcases.

Bavullarımı taşımama yardım ettiğin için teşekkür ederim.

In the luggage rack there are five suitcases.

Bagaj rafında beş bavul var.

Tom knew where Mary had put her suitcases.

Tom, Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu biliyordu.

Tom doesn't know where Mary put her suitcases.

Tom, Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu bilmiyor.

Tom told me where to put my suitcases.

- Tom bavullarımı nereye koyacağımı bana söyledi.
- Tom bana bavullarımı nereye koyacağımı söyledi.

I'll get Tom to carry your suitcases upstairs.

Tom'a senin bavullarını üst kata taşıtacağım.

- I've just arrived. I haven't even emptied my suitcases yet.
- I've just arrived. I haven't even unpacked my suitcases yet.

Şimdi vardım. Valizimi bile henüz boşaltmadım.

Where do you want me to put these suitcases?

Bu valizleri nereye koymamı istiyorsun?

Let's pack our suitcases and get ready to go.

Valizlerimizi toplayalım ve gitmeye hazırlanalım.

I told Tom where he should put his suitcases.

Ben Tom'a varillerini nereye koyması gerektiğini söyledim.

How many suitcases are you taking on your trip?

Gezinde kaç tane valiz alıyorsun?

Where would you like me to put your suitcases?

Bavullarınızı nereye koymamı istersiniz?

Where did you tell Tom to put his suitcases?

Tom'a valizlerini nereye koymasını söyledin?

Tom didn't know where Mary had put her suitcases.

Tom, Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu bilmiyordu.

- I don't think Tom knows where Mary put her suitcases.
- I don't think that Tom knows where Mary put her suitcases.

Mary'nin valizlerini nereye koyduğunu Tom'un bildiğini sanmıyorum.

Would you like me to help you with your suitcases?

Valizlerini taşımana yardım etmemi ister misiniz?

Let me show you where you can put your suitcases.

Bavullarını nereye koyabileceğini sana göstereyim.

I had the porter take my suitcases to my room.

Hamala valizlerimi odama taşıttım.

I've just arrived. I haven't even unpacked my suitcases yet.

Henüz geldim. Valizlerimi bile açmadım.