Translation of "Speeches" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Speeches" in a sentence and their turkish translations:

I hate long speeches.

Uzun konuşmalardan nefret ederim.

I shortened my speeches.

Konuşmalarımı kısalttım.

- Tom doesn't like giving speeches.
- Tom doesn't like to give speeches.

Tom konuşmayı sevmez.

I'm used to making speeches.

Konuşma yapmaya alışkınım.

Tom doesn't enjoy giving speeches.

Tom konuşma yapmaktan hoşlanmıyor.

I don't enjoy giving speeches.

Konuşma yapmak hoşuma gitmiyor.

I don't like giving speeches.

Konuşma yapmayı sevmem.

She is excellent at making speeches.

O, konuşmalar yapmada mükemmeldir.

He is used to making speeches.

O, konuşmalar yapmaya alışkındır.

Tom is used to making speeches.

Tom konuşmalar yapmaya alışkındır.

Honestly, his speeches are always boring.

Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmalarını her zaman sıkıcı.

He made speeches to many groups.

O, birçok gruplara konuşmalar yaptı.

- Tom said he writes his own speeches.
- Tom said that he writes his own speeches.

- Tom konuşmalarını kendisinin yazdığını söyledi.
- Tom konuşma metinlerini kendisinin hazırladığını söyledi.

They stood calmly and listened to speeches.

Onlar sakince durdu ve konuşmaları dinledi.

Frankly speaking, his speeches are always dull.

Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.

Tom hires someone to write his speeches.

- Tom konuşmalarını yazmak için birisini kiraladı.
- Tom konuşmalarını yazmak için birisini işe aldı.
- Tom konuşmalarını yazmak için birisini tuttu.

- Mr Kaifu is used to making speeches in public.
- Mr. Kaifu is used to making speeches in public.

Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapıyordu.

I'm busy with writing letters and giving speeches.

Metin yazıp konuşma yapmakla meşgulüm.

I'm not used to making speeches in public.

Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.

Along the way, he stopped to make speeches.

Yol boyunca, konuşmalar yapmak için durdu.

His speeches are all written by other people.

Onun konuşmaları başka insanlar tarafından yazılıyor.

Her speeches are all written by other people.

Onun konuşmalarının hepsi diğer insanlar tarafından yazılmaktadır.

My speeches are all written by other people.

Benim konuşmalarımın hepsi başkaları tarafından yazılmaktadır.

He hires other people to write his speeches.

O, konuşmalarını yazmak için başkalarını tutuyor.

She hires other people to write her speeches.

O, konuşmalarını yazması için başkalarını işe alıyor.

I hire other people to write my speeches.

Konuşmalarımı yazması için başkalarını işe alıyorum.

Mr Kaifu is used to making speeches in public.

Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.

Mr. Kaifu is used to making speeches in public.

Bay Kaifu herkesin içinde konuşmalar yapmaya alışkındır.

I am not accustomed to making speeches in public.

Herkesin önünde konuşma yapmaya alışkın değilim.

I find it difficult to give speeches in French.

Fransızca konuşmalar yapmayı zor buluyorum.

They stood up and made their speeches one by one.

Onlar ayağa kalktılar ve birer birer konuşmalarını yaptılar.

Three students made short speeches and introduced themselves and their countries.

Üç öğrenci kısa konuşmalar yaptılar ve kendilerini ve de ülkelerini tanıttılar.

Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.

He really does detest giving speeches in front of large audiences.

Kalabalık önünde konuşma yapmaktan gerçekten nefret ediyor.

Time is short and we must omit some of the speeches from the program.

Zaman kısa ve programdan bazı konuşmaları çıkarmalıyız.

What's the name for an author who writes books or speeches for other people?

Başkaları için kitaplar veya konuşmalar yazan bir yazar için isim nedir?

So that Michelangelo might paint certain figures on the ceiling of the Sistine Chapel, so that Shakespeare might write certain speeches and Keats his poems, it seemed to me worthwhile that countless millions should have lived and suffered and died.

Michelangelo Sistine Kilisesinin tavanına bazı figürler çizebilsin diye, Shakespeare bazı konuşmaları ve Keats şiirlerini yazabilsin diye, bana öyle geliyor ki sayısız milyonlarcasının yaşamış olmalarına ve acı çekmiş olmalarına ve ölmüş olmalarına değer.