Translation of "Southern" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Southern" in a sentence and their turkish translations:

Southern Ocean: check.

Güney Okyanusu: Tamam.

Southern newspapers attacked Lincoln.

Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.

Early evening in southern Africa.

Afrika'nın güneyinde sabahın erken saatleri.

Pskov is in southern Russia.

Pskov güney Rusya'dadır.

Tom has a southern accent.

Tom güneyli aksanına sahip.

Domination over the southern hemisphere

emperyalist tutumlarını sürdürmesidir.

He has a Southern accent.

Onun bir Güney aksanı var.

I live in southern California.

- Güney Kaliforniya'da yaşıyorum.
- Kaliforniya'nın güneyinde yaşıyorum.

Like the University of Southern California.

giden birini düşünelim.

Her destruction in the southern ocean.

Pasifik'in güneyinde battığından habersizdi.

Young people flocked to southern California.

Genç insanlar güney Kaliforniya'ya akın etti.

Tom speaks with a southern accent.

Tom bir güney aksanıyla konuşur.

Two trains collided in Southern Italy.

Güney İtalya'daki iki tren çarpıştı.

Mary was the only Southern German.

Mary tek Güney Almandı.

Of pillage and rape in southern Wallachia.

Güney Eflak'da saldırı ve yağmaya başlar

southern magnetic field changes every 11 years

güney manyetik alanı her 11 yılda 1 yer değiştiriyor

They were speaking in a Southern dialect.

Onlar Güney Lehçesi ile konuşuyorlardı.

...cyclone that has swept across Southern Africa

Kasırga tüm Güney Afrika'yı süpürdü.

Tom speaks with a deep southern accent.

Tom şiddetli bir güney aksanıyla konuşur.

Cordova is a city in southern Spain.

Cordova güney İspanya'da bir şehirdir.

Seasons are reversed in the southern hemisphere.

Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

They could not stop the southern attack.

Güneyli saldırısını durduramadılar.

They wanted to keep southern states weak.

Güney eyaletlerini zayıf tutmak istediler.

The southern army needed men and supplies.

Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.

The riot began with the southern people.

İsyan, güney halkıyla başladı.

The revolt was led by the southern citizenry.

İsyan güneyli vatandaşlar tarafından yürütüldü.

Our restaurant is near the southern bus station.

Restoranımız Güney Otogarı'na yakın.

Tom lives in the southern part of Boston.

Tom Boston'un güney kesiminde yaşıyor.

Malibu is on the coast of Southern California.

Malibu Güney Kaliforniya kıyısında yer almaktadır.

The Cathares in southern France were called Albigensians.

Güney Fransa'daki Katarlara Albililer denir.

This spider is very common in Southern Africa.

Bu örümcek Güney Afrika'da çok yaygın.

Penguins live almost exclusively in the Southern Hemisphere.

Penguenler neredeyse sadece Güney Yarımküre'de yaşarlar.

Naples is the largest city in southern Italy.

- Napoli Güney İtalya'nın en büyük şehridir.
- Napoli Güney İtalya'daki en büyük şehirdir.
- Napoli İtalya'nın güneyindeki en büyük şehirdir.

Living nativity scenes are popular in Southern Italy.

Yaşayan doğuş sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.

Fadil groomed and raised horses in southern Arizona.

Fadıl, Güney Arizona'da atları tımar edip yetiştirdi.

The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.

Tom lives in the southern part of Australia.

Tom Avustralya'nın güney kesiminde yaşıyor.

Winter has reached the mountains of Patagonia, southern Chile.

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

He then oversaw the French occupation of southern Spain.

Daha sonra Güney İspanya'daki Fransız işgalini denetledi.

He lives in the southern part of the city.

O, kentin güney kesiminde yaşıyor.

South Africa is the largest country in Southern Africa.

Güney Afrika, Güney Afrika'daki en büyük ülkedir.

In the summer it's very hot in southern Spain.

Yazın güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

Mars contains highlands which occur in the southern hemisphere.

Mars güney yarım kürede oluşan yaylalar içeriyor.

Come with me to the southern coast of France!

Benimle Fransa'nın güney sahiline gel!

Southern senators blocked anti-lynching legislation through the 1930s.

Güney senatörleri 1930'lu yıllara kadar linç önleme yasasını engelledi.

The confederate flag is a symbol of southern heritage.

- Konfederasyon bayrağı güneyin mirasının bir simgesi.
- Konfederasyon bayrağı güneyli değerlerin bir sembolü.

There's an old road hidden deep in the southern woodlands,

Güneydeki ormanlık alanın derinlerinde saklı eski bir yol var.

The Southern Ocean is considered the world's most treacherous ocean.

Antarktika Okyanusu dünyanın en güvenilmez okyanusu olarak düşünülür.

In Hungary’s southern regions, while Ottoman forces in Bulgaria took Nicopolis

ve harap etti, bu nedenle Bulgaristan'daki Osmanlı kuvvetleri Niğbolu'i ele geçirdi ve

The Prussians should be on their guard against the southern Germans.

Prusyalılar güneyli Almanlara karşı tetikte olmalıdır.

The United States is running concentration camps on our southern border.

Amerika Birleşik Devletleri, güney sınırımızda toplama kampları düzenliyor.

There are more pagans in Northern Germany than in Southern Germany.

Kuzey Almanya'da, Güney Almanya'dan daha fazla putperest vardır.

Baku is located on the southern shore of the Absheron Peninsula.

Bakü, Abşeron yarımadasının güney sahilinde bulunuyor.

Magnetic fields on Mars sprout like mushrooms in its southern hemisphere.

Mars'ta Manyetik alanlar, onun güney yarımküresinde mantar gibi türemiştir.

There is more moorland in Northern Germany than in Southern Germany.

Kuzey Almanya'da, Güney Almanya'dan daha fazla bozkır vardır.

Texas is located in the southern region known as the “Sun Belt”.

Teksas, ABD'nin güneyinde ''Güneş Kuşağı'' denilen bölgede bulunmaktadır.

North Africans are the Italians of the southern coast of the Mediterranean.

Kuzey Afrikalılar, Akdeniz'in güney sahillerindeki İtalyanlardır.

Bayezid ordered his limited forces in southern Bulgaria to gather and strike north,

Bayezid, Bulgaristan'ın güneyinde sınırlı bir kuvvete kuzeye saldırması emrini verdi,

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere.

Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

When it's spring in the Northern Hemisphere, it's autumn in the Southern Hemisphere.

Kuzey Yarımküre'de ilkbahar olduğunda, Güney Yarımküre'de sonbahardır.

But the Carthaginian general is also forced to deal with revolts in southern Iberia.

Ancak aynı zamanda Kartacalı general Güney Iberya'da ki isyanlarla boğuşmak zorunda kalıyor.

With Masséna besieged by the Austrians in Genoa, the defence of southern France fell

. Masséna, Cenova'da Avusturyalılar tarafından kuşatıldığında, güney Fransa'nın savunması

Bayous are common in Gulf Coast areas of the southern United States of America.

Bayoular Amerika Birleşik Devletleri'nin güneyindeki körfez kıyısı bölgelerinde yaygındırlar.

Shouldn't all the seas be poured down the southern hemisphere from here in the oceans?

bütün denizlerin okyanusların'da burdan bu şekilde güney yarım küreden aşağıya dökülmesi gerekmiyormu

The king also preferred to send a part of his army east through southern Transylvania

Kral ayrıca ordusunun bir kısmını güneydeki Erdel üzerinden doğuya oradan da iktidarını yeniden tesis etmek için Eflak'a göndermek istedi.

Jean-de-Dieu Soult was from a small town in southern France, and enlisted in the Régiment

Jean-de-Dieu Soult, güney Fransa'da küçük bir kasabadan geliyordu ve 16 yaşında

The southern Italian island of Sicily has been covered with a vast plume of smoke and ash.

Güney İtalyan adası Sicilya büyük bir duman ve kül bulutuyla kaplandı.

We went to the zoo and then saw a Roman bath and a Roman fort in Southern Cumbria.

Biz hayvanat bahçesine gittik ve daha sonra bir Roma hamamını ve Güney Cumbria'daki bir Roma kalesini gördük.

The Seven Seas include the Arctic, North Atlantic, South Atlantic, North Pacific, South Pacific, Indian, and Southern Oceans.

Yedi Deniz; Arktik, Kuzey Atlantik, Güney Atlantik, Kuzey Pasifik, Güney Pasifik, Hint ve Güney Okyanuslarını içerir.

I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.

Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.

In Asia, more than 500 million people, primarily in the southern part of the continent, are suffering from malnutrition.

Asya'da, başta kıtanın güney bölümündekiler olmak üzere 500 milyondan fazla insan yetersiz beslenmeden muzdariptir.

The workers of the northern countries have paid a high price for the displacement of production in the southern regions.

Kuzey ülkelerinin işçilerine güney bölgelerindeki üretimi değiştirmesi için yüksek bir bedel ödedik.

The Flevopolder, the southern island of Flevoland, is the biggest artificial island in the world with an area of 970 km².

Flevoland'ın güney adası Flevopolder 970 km²'lik bir alanla dünyanın en büyük yapay adasıdır.

The deepest part of the ocean is called the Challenger Deep and is located beneath the western Pacific Ocean in the southern end of the Mariana Trench.

Okyanusun en derin kısmı Challenger Deep olarak adlandırılır ve Mariana Çukurunun güney ucunda batı Pasifik Okyanusu'nun altında yer alır.

All depositors with over €100,000 in Southern Cypriot banks will now have to pay 9.9 percent levy on their savings as part of a €10 billion bailout plan agreed on Friday, March 15.

5 Mart Cuma günü kararlaştırılan 10 Milyar Avroluk kurtarma planı uyarınca Güney Kıbrıs bankalarında 100,000 avronun üzerinde parası bulunan mudilerin artık tasarrufları üzerinden yüzde 9.9 vergi ödemesi gerekecek.

The incident came in the wake of Al-Qaeda's admission of responsibility, in a statement published by the organization, for an attack that targeted the republican palace in the city of Al-Mukalla in southern Yemen and resulted in the deaths of 30 officers and soldiers.

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.