Translation of "Check" in Turkish

Check and check.

Bunlar da tamam.

Clip into this. Okay. Check, check, check!

Bunu takalım. Pekâlâ. Bu tamam, tamam, tamam!

Check.

Bu tamam.

- Check it out!
- Check it out.

Kontrol et!

- I'll check again.
- I'll check back.

Tekrar kontrol edeceğim.

- Check with him.
- Check with her.

Ona danış.

Let's check.

Hadi kontrol edelim.

I'll check.

Kontrol edeceğim.

Check this.

Bunu kontrol et.

Check everyone.

- Herkesi kontrol et.
- Herkesi kontrol edin.

Check around.

Etrafını kontrol et.

Check again.

Tekrar kontrol et.

Check that.

Onu kontrol et.

We'll check.

Biz kontrol edeceğiz.

- Check this out.
- Examine this.
- Check that.

Bunu gözden geçirin.

- Check that out.
- Check this one out.

Bunu kontrol et.

- I'll check it.
- I will check it.

Onu kontrol edeceğim.

- I'll check it.
- I'll check that.
- I'm going to check on him.
- I'm going to check on her.
- I'll check on him.
- I'll check on her.
- I'm going to go check on him.
- I'm going to go check on her.

Onu kontrol edeceğim.

- Did you check this?
- Did you check her?

Bunu kontrol ettin mi?

- The check, please.
- Check, please.
- The bill, please.

- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.

- Check your tire pressure.
- Check your tyre pressure.

Lastik basıncını kontrol edin.

- I'll check upstairs.
- I'm going to check upstairs.

Üst katı kontrol edeceğim.

- I'll go check.
- I'm going to go check.

Kontrol etmeye gideceğim.

- Check out that car.
- Check that car out.

Şu arabayı kontrol et.

- I'll check them.
- I'll check on them.
- I'm going to go check on them.

Onları kontrol edeceğim.

Check this out!

Şuna bakın!

Check it out!

Şuna bakın!

Check it out.

Şuna bakın.

Check this out.

Şuna bakın.

Southern Ocean: check.

Güney Okyanusu: Tamam.

The check bounced.

Çek karşılıksız çıktı.

Let me check.

Bir kontrol edeyim.

Check your pockets.

Ceplerini kontrol et.

I'll check again.

Tekrar kontrol edeceğim.

Let's double check.

İki kez kontrol edelim.

Let's check it.

Onu kontrol edelim.

Check Tom's pulse.

Tom'un nabzını kontrol et.

Check the calendar.

Takvimi kontrol et.

I'll double check.

Ben iki kez kontrol edeceğim.

Check these out.

Şunlara bak.

Tom will check.

Tom kontrol edecek.

Check with Tom.

- Tom'a sor.
- Tom ile kontrol edin.

Tom's check bounced.

Tom'un çeki karşılıksız çıktı.

We can check.

Kontrol edebiliriz.

We must check.

Kontrol etmeliyiz.

Check it now.

Şimdi onu kontrol et.

Check your dictionary.

Sözlüğünü kontrol et.

Check your hat.

Şapkanı kontrol et.

Check your inbox.

Gelen kutunu kontrol et.

Check your list.

Listenizi kontrol et.

Here's your check.

İşte çekin.

I'll check in.

Giriş yapacağım.

I'll check that.

Onu kontrol edeceğim.

I'll check them.

Onları kontrol edeceğim.

I'll just check.

Sadece kontrol edeceğim.

Just check it.

Sadece bunu kontrol et.

Check with them.

Onlara danış.

Endorse this check.

Bu çekin arkasını yaz.

Check your order.

Siparişinizi kontrol edin.

Check your facts.

Gerçeklerini kontrol et.

Check with her.

Ona danış.

Check the temperature.

- Sıcaklığı kontrol edin.
- Sıcaklığı kontrol et.

Check that out.

Onu kontrol et.

- Let me check it.
- Let me check on that.

Onu kontrol edeyim.

Check this room while I check the adjacent one.

Ben yan odaya bakarken sen de bu odayı kontrol et.

- Waiter, the check, please.
- Waiter, the bill please.
- Waiter, the check please.
- Waiter, check please.

Garson, hesap lütfen.

- I'll check my schedule.
- I'm going to check my calendar.

Ajandama bakacağım.

- You should check on him.
- You should check on her.

Onu kontrol etmelisin.

- Let's go check on him.
- Let's go check on her.

Onu kontrol etmeye gidelim.

- I'll go check on him.
- I'll go check on her.

Onu kontrol etmeye gideceğim.

- I'm going to check in on Tom.
- I'm going to check on Tom.
- I'll check on Tom.
- I'm going to check Tom out.

Tom'u kontrol edeceğim.

- I've got to check something out.
- I need to check something out.
- I need to check something.

Bir şeyi kontrol etmem gerekiyor.

- I need to check something out.
- I need to check on something.
- I need to check something.

Bir şeyi kontrol etmem gerekiyor.

To check the order.

sormayı düşünüyor.

Check out this area.

Şu bölgeye baksanıza.

Yeah, check this out.

Evet, baksanıza.

Check out this guy.

Şuna baksanıza.

Wow, check this out.

Vay canına, şuna bakın.

Look, check this out.

Şuna bakın.

Oh, check this out.

Şuna bakın.

Don't just believe, check.

Hemen inanmayın. Teyit edin.

Let's check it later.

Onu daha sonra kontrol edelim.

Check back next week.

Önümüzdeki hafta tekrar kontrol edin.

He signed the check.

O çek imzaladı.

I'll check my schedule.

Programımı kontrol edeceğim.