Translation of "Runs" in Turkish

- He runs fast.
- She runs fast.

O, hızlı koşar.

She runs.

Koşuyor.

He runs.

O koşar.

Lynn runs fast.

Lynn hızlı koşar.

A dog runs.

Bir köpek koşar.

Time runs on.

Zaman ilerler.

Tom runs fast.

Tom hızlı koşar.

He runs fast.

O, hızlı koşar.

She runs fast.

O, hızlı koşar.

- He runs faster than I.
- He runs faster than me.

O benden daha hızlı koşar.

runs her country well,

ülkesini iyi yönetiyor,

Tom runs very fast.

Tom çok hızlı koşar.

Who runs the show?

Gösteriyi kim yönetiyor?

This dog runs fast.

Bu köpek hızlı koşar.

He runs very fast.

- O çok hızlı çalışır.
- O çok hızlı koşar.
- Çok hızlı koşar.

She runs a charity.

O bir hayır kurumu işletir.

Tony runs every day.

Tony her gün koşar.

This car runs great.

Bu araba harika çalışır.

A horse runs quickly.

Bir at hızlı koşar.

The boy runs quickly.

Çocuk hızlı koşar.

He runs the fastest.

En hızlı o koşuyor.

Who runs things here?

İşleri burada kim çevirir?

The dog runs fast.

Köpek hızlı koşar.

Tom runs the fastest.

Tom en hızlı koşar.

Tom runs every day.

Tom her gün koşu yapar.

Tom runs extremely well.

Tom son derece iyi koşuyor.

Tom runs a charity.

Tom bir yardım derneği işletiyor.

Sami runs a website.

Sami bir web sitesi işletiyor.

Tom always runs fast.

Tom hep hızlı koşar.

- Tom runs faster than me.
- Tom runs faster than I do.

Tom benden daha hızlı koşar.

Miss Kanda runs very fast.

Miss Kanda çok hızlı koşar.

The Kamo runs through Kyoto.

Kamo nehri Kyoto'dan geçer.

- He is running.
- He runs.

Koşuyor.

He runs a shoe shop.

- O bir ayakkabı dükkânı çalıştırıyor.
- O bir ayakkabı dükkânı işletir.

She runs a beauty shop.

O bir güzellik salonu çalıştırıyor.

How fast that dog runs!

O köpek ne kadar hızlı koşuyor!

Bill runs faster than Bob.

Bill, Bob'tan daha hızlı koşar.

That runs against my principles.

O benim ilkelerime aykırı.

She runs a dance studio.

O bir dans stüdyosu çalıştırıyor.

That boy runs too fast.

O oğlan çok hızlı koşuyor.

The automobile runs on electricity.

Otomobil elektrikle çalışır.

Tom runs faster than me.

- Tom benden daha hızlı koşar.
- Tom benden daha hızlı koşuyor.

It runs in the family.

Bu aileden gelir.

This well never runs dry.

Bu kuyu asla kurumaz.

Our world runs on electricity.

Bizim dünyamız elektrik enerjisine dayalı çalışır.

This heater runs on oil.

Bu ısıtıcı petrolle çalışır.

The black cat runs fast.

Siyah kedi hızlı koşar.

This dog runs very fast!

Bu köpek çok hızlı koşar.

Tom's dog runs behind me.

Tom'un köpeği arkamdan koşuyor.

He runs faster than me.

O benden daha hızlı koşar.

Curiosity runs in my blood.

Merak benim kanımda.

That boy runs very fast.

O çocuk çok hızlı koşar.

Jane sometimes runs to school.

Jane bazen okula kadar koşar.

This car runs on alcohol.

Bu araba alkolle çalışır.

This computer runs on batteries.

Bu bilgisayar pille çalışır.

Ken runs faster than you.

Ken senden daha hızlı koşar.

My father runs a restaurant.

Babam bir restoran işletir.

My uncle runs a hotel.

Amcam bir otel çalıştırıyor.

The boy often runs errands.

Çocuk sık sık getir götür işleri yapar.

- She runs.
- She is running.

Koşuyor.

That dog runs very fast.

Bu köpek çok hızlı koşar.

That dog runs so fast!

O köpek çok hızlı koşar!

Tom runs faster than Mary.

Tom, Mary'den daha hızlı koşar.

Tom runs a landscaping business.

Tom peyzaj işi yürütüyor.

Tom runs a shoe shop.

Tom bir ayakkabı dükkanı işletiyor.

Tom runs a cake shop.

Tom bir pastane işletir.

Tom sometimes runs to school.

Tom bazen okula koşar.

Tom runs a successful business.

Tom başarılı bir iş yönetiyor.

Which of us runs faster?

Hangimiz daha hızlı koşuyor?

A fence runs around the house.

Evin etrafını bir çit kuşatır.

Who runs faster, Yumi or Keiko?

Kim daha hızlı koşar, Yumi'mi yoksa Keiko mu?

Mike runs fastest in his class.

Mike, kendi sınıfında en hızlı koşar.

The street runs along the river.

Cadde nehir boyunca çalışır.

The river runs through the valley.

Nehir vadinin içinden geçiyor.

He runs as fast as you.

O senin kadar hızlı koşar.

She runs faster than I do.

O, benden daha hızlı koşar.

He runs a lot of hotels.

O, bir sürü otel işletir.

He runs a company in Meguro.

O, Meguro'da bir şirket işletir.

She runs fastest in our class.

O, sınıfımızda en hızlı koşar.

The water heater runs on gas.

Şofben gazla çalışır.

That student runs fast, doesn't he?

Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi?

His old Fiat runs on petrol.

Onun eski Fiat'ı benzinle çalışır.

The train runs every thirty minutes.

Tren her otuz dakikada bir çalışır.

Who runs faster, Ken or Tony?

- Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
- Kim daha hızlı koşar? Ken mi, Tony mi?

Tom runs three miles a day.

Tom günde üç mil koşar.

He runs the risk of dying.

O, ölüm riski taşıyor.

Kill him, before he runs away!

Kaçmadan önce onu öldür.

The river runs through the town.

Nehir kasabadan geçiyor.