Translation of "Tony" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Tony" in a sentence and their turkish translations:

- He is Tony.
- He's Tony.

O, Tony'dir.

- What is Tony doing?
- What does Tony do?
- What's Tony doing?

Tony ne yapıyor?

Where's Tony?

Tony nerede?

- What is Tony doing?
- What's Tony doing?

Tony ne yapıyor?

- Tony runs every day.
- Tony jogs every day.

- Tony her gün koşar.
- Tony her gün hafif koşu yapar.

Tony is playing.

Tony oynuyor.

Is Tony there?

Tony orada mı?

Tony broke it.

Tony onu bozdu.

Tony was happy.

Tony mutluydu.

Who likes Tony?

Tony'yi kim seviyor?

Come on, Tony.

Haydi, Tony.

She told Tony.

O, Tony'ye söyledi.

I liked Tony.

Tony'yi sevdim.

I helped Tony.

Ben Tony'ye yardımcı oldum.

I found Tony.

Tony'yi buldum.

Tony is performing.

- Tony performans gösteriyor.
- Tony sahneye çıkıyor.

- Does Tony run every day?
- Tony runs every day.

Tony her gün koşar mı?

Tony studies after dinner.

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır.

Tony can run fast.

Tony hızlı koşabilir.

Who does Tony like?

Tony kimi sever?

Tony lives in Kobe.

Tony Kobe'de yaşıyor.

Tony speaks English well.

Tony İngilizceyi iyi konuşur.

Where is Tony playing?

Tony nerede oynuyor?

When does Tony study?

Tony ne zaman ders çalışıyor?

How old is Tony?

Tony kaç yaşındadır?

Tony runs every day.

Tony her gün koşar.

"Yes, sir," said Tony.

"Evet, bayım." dedi Tony.

What does Tony do?

Tony ne iş yapar?

"What's this?" asked Tony.

"Bu nedir?" diye sordu Tony.

I visited Tony yesterday.

Dün Tony'yi ziyaret ettim.

Tony owns this book.

Tony bu kitabın sahibidir.

'What is that?' asked Tony.

Tony "o nedir?" diye sordu.

"I don't know", said Tony.

- "Bilmiyorum", dedi Tony.
- Tony, "bilmiyorum" dedi.

Tony is a fast runner.

Tony hızlı bir koşucu.

Has Tony been watching TV?

Tony TV izliyor muydu?

Tony was not busy then.

Tony o zaman meşgul değildi.

Where was Tony playing then?

Tony o zaman nerede oynuyordu?

Tony is a polite boy.

Tony kibar bir çocuk.

Tony did not feel poor.

Tony yoksul hissetmedi.

Tony stood at the door.

Tony, kapıda durdu.

I played with Tony yesterday.

Dün Tony ile oynadım.

Does Tony study after dinner?

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır mı?

Tony sometimes visited his family.

Tony bazen ailesini ziyaret etti.

Tony has a beautiful voice.

Tony'nin çok güzel bir sesi var.

Tony said he didn't know.

Tony bilmediğini söyledi.

Tony said, "I like it."

Tony, "Ben bunu seviyorum." dedi.

And Tony was the oldest.

Ve Tony en büyüğüydü.

Yesterday I played with Tony.

Dün Tony ile oynadım.

I asked Tony a question.

Ben Tony'ye bir soru sordum.

Tony can play tennis very well.

Tony çok iyi tenis oynayabilir.

Tony did not know their names.

Tony onların isimlerini bilmiyordu.

Tony is a very tall boy.

Tony, çok uzun boylu bir çocuk.

Tony did not often hear music.

Tony sık sık müzik dinlemedi.

Everyone always speaks well of Tony.

Herkes her zaman Tony hakkında iyi konuşur.

That boy is Tony, isn't he?

Şu çocuk Tony, değil mi?

This desk was broken by Tony.

Bu masa Tony tarafından kırıldı.

Who runs faster, Ken or Tony?

- Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
- Kim daha hızlı koşar? Ken mi, Tony mi?

Yesterday I hung out with Tony.

Dün Tony ile takıldım.

I'd like to talk with Tony.

Tony ile konuşmak istiyorum.

The boy I helped is Tony.

Yardım ettiğim çocuk Tony'dir.

Everybody used to call him Tony.

Herkes ona Tony derdi.

Who runs faster, Judy or Tony?

Kim daha hızlı koşar, Judy mi yoksa Tony mi?

This box was made by Tony.

- Bu kutuyu Tony yaptı.
- Bu kutu Tony tarafından yapılmıştır.

- Mr Wood was like a father to Tony.
- Mr. Wood was like a father to Tony.

- Bay Wood Tony'ye bir baba gibiydi.
- Bay Wood, Tony için baba gibiydi.

Everybody called me Tony in those days.

Herkes bana bu günlerde Tony dedi.

How long does Tony run every day?

Tony her gün ne kadar süre çalışır?

Tony speaks English better than I do.

Tony benden daha iyi İngilizce konuşur.

Tony is a very good tennis player.

Tony, çok iyi bir tenis oyuncusu.

Tony speaks English as well as you.

Tony İngilizceyi senin kadar iyi konuşur.

Tony started dating Angela five months ago.

Tony beş ay önce Angela ile çıkmaya başladı.

I have an American friend named Tony.

Tony adında Amerikalı bir arkadaşım var.

I went to Tokyo to see Tony.

Ben Tony'yi görmek için Tokyo'ya gittim.

Tony jogs once or twice a year.

Tony yılda bir iki kez koşar.

"I wonder what this is", asked Tony.

"Bunun ne olduğunu merak ediyorum", Tony sordu.

"I wonder what this is," said Tony.

"Bunun ne olduğunu merak ediyorum." dedi Tony.

- Tony can speak English as well as you can.
- Tony speaks English as well as you do.

Tony senin kadar iyi İngilizce konuşur.

Tony speaks English the best in our class.

Sınıfımızda İngilizceyi en iyi Tony konuşur.

Tony has lived in Kumamoto since last year.

Tony geçen yıldan beri Kumamoto'da yaşamaktadır.

Though Tony is American, he can't speak English.

Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.

Tony saw green fields and small, quiet villages.

Tony yeşil tarlalar ve küçük, sessiz köyler gördü.

Tony looked down at his dirty old shoes.

Tony kirli eski ayakkabılarına baktı.

Tony gave us a piece of helpful advice.

Tony, bize bir parça yararlı tavsiye verdi.

Tony thought about the factory and the shops.

Tony fabrika ve dükkanlar hakkında düşündü.

Tony can run the fastest in our class.

Sınıfımızda en hızlı Tom koşabiliyor.