Translation of "Bill" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Bill" in a sentence and their turkish translations:

Bill, Bill! How do you feel?

Bill, Bill! Kendini nasıl hissediyorsun?

- Here is your bill.
- Here is the bill.
- Here's the bill.

Buyurun hesabınız.

- Here is the bill.
- Here's the bill.

İşte fatura.

- I paid the bill.
- I've paid the bill.

Ben faturayı ödedim.

And Bill Gates

Ve Bill Gates

Come on, Bill.

Haydi, Bill.

Please bill me.

Lütfen bana fatura et.

The bill, please.

- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.

Bill stopped smoking.

Bill sigarayı bıraktı.

- Check, please.
- Give me the bill, please.
- I'd like the bill, please.
- The bill, please.

- Hesap, lütfen.
- Bana hesabı getir, lütfen.
- Hesabı istiyorum lütfen.

- Put that on my bill.
- Add this to my bill.
- Add that to my bill.

- Onu faturama ekle.
- Onu faturama kat.

- Bill has many friends.
- Bill has a lot of friends.

Bill'in birçok arkadaşı var.

- Who'll pay the bill?
- Who's going to pay the bill?

Faturayı kim ödeyecek?

- May I speak to Bill?
- Can I speak with Bill?

Bill ile konuşabilir miyim?

You have Bill O'Reilly

Bill O'Reilly,

I'll foot the bill.

Senedi ödeyeceğim.

Bill was in Japan.

- Bill, Japonya'daydı.
- Bill Japonya'daydı.

Let's call Bill up.

Bill'i arayalım.

Bill, answer the door.

Bill, kapıya cevap ver.

He fills the bill.

O senedi doldurur.

I'm against the bill.

- Faturaya itirazım var.
- Ben tasarıya karşıyım.

I'm for the bill.

- Ben tasarı taraftarıyım.
- Ben tasarıyı destekliyorum.

Bill wrote the letter.

- Bill mektup yazdı.
- Mektubu Bill yazdı.

Please bill us separately.

Lütfen bize ayrı ayrı fatura çıkar.

He took Bill swimming.

O, Bill'i yüzmeye götürdü.

Tom paid the bill.

Tom faturayı ödedi.

Congress passed the bill.

Kongre tasarıyı geçirdi.

Here is the bill.

İşte fatura.

Bill, don't go there!

Bill, oraya gitme!

Send me a bill.

- Bana faturayı gönder.
- Bana faturayı yolla.

Tom paid his bill.

Tom faturasını ödedi.

I'll pay the bill.

Hesabı ben ödeyeceğim.

Bring the bill, please.

Hesabı getirin, lütfen.

Come home early, Bill.

Eve erken gel, Bill.

The bill was $30.

Hesap 30 dolardı.

I'll pay my bill.

- Hesabımı ödeyeceğim.
- Faturamı ödeyeceğim.

She paid a bill.

O bir hesap ödedi.

I paid the bill.

Ben faturayı ödedim.

Please correct my bill.

Lütfen hesabımı düzelt.

Bill resisted the temptation.

Bill ayartmaya direndi.

Bill is always honest.

- Bill her zaman dürüsttür.
- Bill daima dürüsttür.

The bill passed unanimously.

Tasarı oybirliğiyle geçti.

We split the bill.

Faturayı böldük.

Here's your bill, sir.

- İşte faturanız, efendim.
- İşte hesabınız, efendim.

Tom signed the bill.

Tom tasarıyı imzaladı.

We're splitting the bill.

Biz faturayı paylaşıyoruz.

He paid a bill.

O bir fatura ödedi.

Send me the bill.

Bana hesabı gönderin.

Bill, open the door.

Bill, kapıyı aç.

Bill is quite reserved.

- Bill oldukça çekingendir.
- Bill oldukça içine kapanıktır.

Let's split the bill.

- Hesabı paylaşalım.
- Hesabı kırışalım.

The bill went through.

- Tasarı geçti.
- Tasarı onaylandı.

Bill Gates founded Microsoft.

Bill Gates, Microsoft'u kurdu.

I've paid the bill.

Ben faturayı ödedim.

She paid her bill.

Faturasını ödedi.

They paid their bill.

Faturalarını ödediler.

- Who will foot the bill?
- Who's going to foot the bill?

Hesabı kim ödeyecek?

- I am paying the phone bill.
- I'm paying the phone bill.

Ben telefon faturasını ödüyorum.

- John is cleverer than Bill.
- John is more intelligent than Bill.

John Bill'den daha zeki.

- John is cleverer than Bill.
- John is more clever than Bill.

John Bill'den daha zeki.

- The check, please.
- Check, please.
- Give me the bill, please.
- I'd like the bill, please.
- The bill, please.

Hesabı istiyorum lütfen.

- Could I have the bill, please?
- Can I please have the bill?

Lütfen faturayı alabilir miyim ?

- Tom will pay the bill.
- Tom is going to pay the bill.

Tom faturayı ödeyecek.

- Give me the bill, please.
- May I have the check, please?
- I'd like the bill, please.
- Could I have the bill, please?
- Please let me have my bill.

Lütfen faturamı alayım.

The bill is coming due.

Faturaların vadesi geliyor.

Joining them was Bill Anders.

Onlara Bill Anders katıldı.

Hey! Scott! Pay my bill!

Hey! Scott! Faturamı öde!

Please add up the bill.

Lütfen fatura ekleyiniz.

Charge this bill to me.

Bu faturayı benim hesabıma yazın.

The committee passed the bill.

Komite tasarıyı kabul etti.

Hi, Bill. How are you?

Merhaba, Bill. Nasılsın?

Bill will return next week.

Bill gelecek hafta geri gelecek.

Bill missed the first ball.

Bill ilk topu kaçırdı.

Bill is good at mathematics.

Bill matematikte iyidir.

Bill is my best friend.

- Bill benim en iyi arkadaşımdır.
- Bil benim en iyi arkadaşımdır.
- Bill benim en iyi arkadaşım.

Bill is a great fighter.

Bill büyük bir dövüşçü.

Bill replaced Jim as captain.

Bill kaptan olarak Jim'in yerini aldı.

The bill passed the Diet.

Tasarı, Diet'ten geçti.

Bill turned on the television.

Bill televizyonu açtı.

I received my electricity bill.

Elektrik faturamı teslim aldım.

Bill runs faster than Bob.

Bill, Bob'tan daha hızlı koşar.

I'm opposed to that bill.

Ben o tasarıya karşıyım.

Send the bill to me.

Faturayı bana gönder.

Put it on my bill.

Hesabıma yaz.

Bill is a complete idiot.

Bill tam bir geri zekalı.

Bill called me last night.

Bill dün gece beni aradı.

Bill will win, won't he?

Bill kazanacak, değil mi?

Please bring me my bill.

- Lütfen bana faturamı getirin.
- Lütfen hesabımı getirin.

Bill lives near the sea.

Bill denizin yanında yaşıyor.

Bill is a baseball player.

Bill bir beyzbol oyuncusu.