Translation of "Severely" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Severely" in a sentence and their turkish translations:

Tom was severely beaten.

Tom ciddi olarak dövüldü.

Tom was severely injured.

Tom ağır biçimde yaralandı.

He criticized his rival severely.

Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.

He severely criticized the mayor.

Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.

Tom had been severely beaten.

Tom ciddi olarak dövülmüştü.

We must punish him severely.

Onu ağır bir biçimde cezalandırmalıyız.

She must be severely punished.

Şiddetle cezalandırılmalıdır.

He must be severely punished.

Ağır bir şekilde cezalandırılmalı.

Our ship is severely damaged.

Gemimiz ciddi biçimde hasarlıdır.

Tom must be severely punished.

Tom ağır cezalandırılmalı.

I'm severely allergic to peanuts.

Yer fıstığına şiddetle alerjim var.

Tom has been severely wounded.

Tom ciddi bir biçimde yaralandı.

The argument was severely flawed.

İddia ciddi şekilde kusurluydu.

Tom was severely injured, too.

Tom da ağır yaralıydı.

Tom was also severely injured.

Tom da ağır yaralandı.

Sami's vision was severely impaired.

Sami'nin görüşü ciddi şekilde bozulmuştu.

We must punish Tom severely.

Tom'u şiddetle cezalandırmak zorundayız.

And a severely fragmented sleep structure.

ve şiddetle parçalanmış bir uyku yapısı görürüz.

The stock market is severely depressed.

Borsa ciddi biçimde durgun.

The teacher scolded his students severely.

Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.

The storm severely damaged the crops.

Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.

About thirty people were severely injured.

Yaklaşık otuz kişi ağır yaralandı.

But continued to become more severely disabled.

fakat gittikçe daha ciddi şekilde engelli oldum.

I got scolded severely by that teacher.

O öğretmen tarafından şiddetle azarlandım.

Tom was severely beaten by the police.

Tom, polis tarafından ağır biçimde dövüldü.

Dan was severely beaten by prison guards.

Dan cezaevi gardiyanları tarafından ciddi bir şekilde dövüldü.

I was severely wounded during the operation.

Operasyon sırasında ciddi biçimde yaralandım.

Since then, his faith has been severely shaken.

O zamandan beri onun inancı ciddi olarak sarsıldı.

- Tom was badly beaten.
- Tom was beaten severely.

Tom ciddi bir şekilde yenildi.

Visibility was severely restricted in the heavy fog.

Görüş yoğun siste ciddi olarak sınırlı idi.

I found a bird whose wing was severely damaged.

Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.

They demanded a treaty that would punish Germany severely.

Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.

People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.

İnsanlar, inşaatı sırasında Eyfel Kulesi'ni şiddetle eleştirdiler.

The food on this cruise made me severely constipated.

Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.

In any case, she'll have to be severely punished.

Her halükarda, ağır biçimde cezalandırılmak zorunda kalacak.

- Tom was seriously wounded.
- Tom has been severely injured.

Tom ağır yaralandı.

Do not punish the girl severely; go easy on her.

Kızı ağır biçimde cezalandırma; onun huyuna git.

The severely injured man was dead on arrival at the hospital.

Ağır yaralı adam hastaneye vardığında ölmüştü.

Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat.

Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.

This scandal has severely damaged the public image of our company.

Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.

Such a thing is considered theft and it has to be punished severely.

Böyle bir şey hırsızlık olarak kabul edilir ve ciddi bir şekilde cezalandırılmak zorundadır.

The poor acoustics in the hall severely affected the audience's enjoyment of the concert.

Salonun zayıf akustiği, dinleyicilerin konserden zevk almalarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi.

It has been raining severely since this morning. That's why I don't want to go anywhere.

Bu sabahtan beri şiddetle yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum.

As a result of the car accident, the driver was severely injured, and the passenger died.

Araba kazası sonucunda şoför ciddi şekilde yaralanırken yolcu da öldü.