Examples of using "Punish" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen onu cezalandırın.
Çocukları cezalandırma!
Tanrılar korkaklığı cezalandırır.
Tanrılar günahkarları cezalandırır.
Biz onları cezalandırırız.
Onu ağır bir biçimde cezalandırmalıyız.
Tom beni cezalandırmak istedi.
Onlar onu cezalandırmak isteyecek.
Onlar beni cezalandırmak istedi.
Onun için Tom'u cezalandırma.
Belki beni cezalandırman gerekir.
Tom'u şiddetle cezalandırmak zorundayız.
Anne babalar, yaramazlık yaptıkları için çocuklarını cezalandırıyorlar.
Hepimizi cezalandıracaklar.
Suç olmadan ceza verme.
Kötüleri cezalandır ve zayıfları koru.
- Neden seni cezalandırmak isteyelim?
- Neden sizi cezalandırmak isteyelim?
İsyancıları cezalandırmak için ona ısrar etti.
O sadece sorumluları cezalandırmak istedi.
Neden seni cezalandırdığımızı düşünüyorsun?
Bir köpeği cezalandırmanın en iyi yolu nedir?
Lincoln güneyi cezalandırmak istemedi.
Sami sadece cezalandıracak birini arıyordu.
Bazı anne babalar, çocuklarını yalan söylediklerinde cezalandırmazlar.
Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.
Ay adına, seni cezalandıracağız.
Yaramazlık ettiklerinde çocuklarını nasıl cezalandırıyorsun?
ve aslında biliyorduk ki Amerika onu cezalandırmayacaktı.
Kızı ağır biçimde cezalandırma; onun huyuna git.
Anne babalar ve yetişkinler çocukları yalan söyledikleri zaman cezalandırırlar.
Tom'un ebeveynleri onu yaptığı için Tom'u cezalandırmaya karar verdiler.
Singapur'da suçluları cezalandırmanın bir yolu da onları kırbaçlamaktır.
Onların Tom'u cezalandırmak için planlama şekli biraz ciddi görünüyor.
Ebeveynlerin çocuklarını yalan söylediklerinde cezalandırmaları gerektiğini düşünüyor musun?
Camı kırdığı için onu cezalandırmayın. O suçlanmayacak.
Singapur'da bir suçluyu cezalandırmanın bir yolu onu ya da onu kırbaçlamaktır.
Amaç, kara paraları bulmak ve sahiplerini yeni düzenlenmiş
1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.