Translation of "Mayor" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "Mayor" in a sentence and their turkish translations:

- We elected him to be mayor.
- We elected him mayor.
- We elected her mayor.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

He was mayor.

O, belediye başkanıydı.

Call the mayor.

Belediye başkanını ara.

- He was elected mayor again.
- He was re-elected mayor.

- Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.

- We elected him to be mayor.
- We elected him mayor.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

He was elected mayor.

O, belediye başkanı seçildi.

He served as mayor.

O, belediye başkanı olarak görev yaptı.

I ran for mayor.

Belediye başkanlığına aday oldum.

We elected him mayor.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

Are you the mayor?

Belediye başkanı sen misin?

Tom ran for mayor.

- Tom belediye başkanlığı için yarıştı.
- Tom belediye başkanlığına aday oldu.

We elected her mayor.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

Aren't you the mayor?

Belediye başkanı sen değil misin?

He ran for mayor.

Belediye başkanlığına aday oldu.

- The mayor is not available now.
- The mayor isn't available now.

Belediye Başkanı şimdi müsait değil.

- Tom Jackson has been elected mayor.
- Tom Jackson was elected mayor.

Tom Jackson belediye başkanı seçildi.

He will run for mayor.

O, belediye başkanlığı için aday olacak.

He was elected mayor again.

Tekrar belediye başkanı seçildi.

He severely criticized the mayor.

Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.

Even the mayor breathes dioxin.

Belediye başkanı bile dioksin soluyor.

You should run for mayor.

Belediye başkanlığına aday olmalısın.

Milan's mayor is Letizia Moratti.

- Milan'ın belediye başkanı Letiza Moratti.
- Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti'dir.

The mayor granted our request.

Belediye başkanı isteğimizi kabul etti.

I ran for the mayor.

Belediye başkanı için koştum.

The mayor won the election.

Belediye başkanı seçimi kazandı.

They got him elected Mayor.

Onlar onu belediye başkanı seçtiler.

Tom will run for mayor.

Tom belediye başkanlığına aday olacak.

- They say that the mayor takes bribes.
- They say the mayor takes bribes.

Belediye başkanının rüşvet aldığı söyleniyor.

We elected him to be mayor.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

Mr Togawa was nominated for mayor.

Bay Togawa belediye başkanlığı için aday olarak gösterildi.

He shook hands with the mayor.

O, belediye başkanı ile tokalaştı.

He is acquainted with the mayor.

O, belediye başkanı ile tanışıktır.

He was sworn in as mayor.

Ona bir belediye başkanı olarak yemin ettirildi.

Tom decided to run for mayor.

Tom belediye başkanlığı için aday olmaya karar verdi.

The Mayor addressed a large audience.

Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.

The mayor addressed the general public.

- Belediye başkanı genele hitap etti.
- Belediye başkanı halka hitap etti.

He was elected mayor of Boston.

O, Boston belediye başkanı seçildi.

The mayor gave me his condolences.

- Belediye başkanı bana taziyelerini verdi.
- Belediye başkanı bana taziyelerini sundu.

Tom Jackson has been elected mayor.

Tom Jackson belediye başkanı seçildi.

Why should we elect him mayor?

Onu niye belediye başkanı seçelim ki?

I won't be running for mayor.

Belediye başkanlığı için adaylığımı koymayacağım.

Tom was elected mayor in 2013.

Tom 2013'te belediye başkanlığına seçildi.

Tom has been mayor since 2013.

Tom 2013'ten beri belediye başkanıdır.

Tom is a candidate for mayor.

Tom belediye başkanlığı için adaydır.

Müfide İlhan is the first female mayor

Müfide İlhan ilk kadın belediye başkanı

He is going to run for mayor.

O, belediye başkanlığına aday olacak.

The mayor is yelling on the phone.

Belediye Başkanı telefonda bağırıyor.

They demanded that the mayor should resign.

Onlar belediye başkanının çekilmesini istediler.

Mr. Smith is a candidate for mayor.

Bay Smith belediye başkanlığı için bir aday.

Tom is going to run for mayor.

Tom belediye başkanlığına aday olacak.

The mayor denied having taken a bribe.

Belediye başkanı bir rüşvet aldığını inkar etti.

He was elected mayor of the city.

O, şehrin belediye başkanı seçildi.

They elected her to be the mayor.

Onu belediye başkanı olması için seçtiler.

The mayor is unavailable at the moment.

Belediye başkanı şu anda müsait değil.

Clint Eastwood was elected mayor of Carmel.

Clint Eastwood, Carmel belediye başkanı seçildi.

I'm not going to run for mayor.

Belediye başkanlığı için aday olmayacağım.

We elected Tom Jackson to be mayor.

Belediye başkanlığına Tom Jackson'u seçtik.

She succeeded in getting herself elected as mayor.

Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.

They say that he will run for mayor.

Onlar onun belediye başkanlığı için aday olacağını söylüyor.

Our mayor is a good and wise man.

Belediye başkanı iyi ve bilge bir adam.

The Mayor of London doesn't like bendy buses.

Londra Belediye Başkanı körüklü otobüsleri sevmez.

The mayor administers the affairs of the city.

Belediye başkanı kent işlerini yönetir.

They elected him mayor by a large majority.

Onu büyük bir çoğunlukla belediye başkanı seçtiler.

Toronto's mayor was caught on tape smoking crack.

Toronto'nun belediye başkanı bantta kokain içerken yakalandı.

The mayor acknowledged her services to the city.

Belediye başkanı onun şehre yaptığı hizmetleri kabul etti.

Tom's great-grandfather was the mayor of Boston.

Tom'un büyük dedesi Boston belediye başkanıydı.

Tom Jackson was re-elected mayor in 2013.

Tom Jackson, 2013'te yeniden belediye başkanı seçildi.

The mayor said that lawbreakers wouldn't be tolerated.

Belediye başkanı yasaya aykırı hareket edenlere tolere edilmeyeceğini söyledi.

Even when Ekrem İmamoğlu was the mayor of Beylikdüzü

hatta Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü belediye başkanı olduğunda

With his support, she might have been elected mayor.

Onun desteğiyle o, belediye başkanı seçilebilirdi.

The mayor appropriated city money for his own use.

Belediye başkanı şehir parasını kendi kullanımı için tahsis etti.

We didn't have anything to say to the mayor.

Belediye başkanına bir şey söylemek zorunda değildik.

He is one of the candidates running for mayor.

Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.

Tom Jackson wanted to become the mayor of Boston.

Tom Jackson Boston belediye başkanı olmak istiyordu.

Do you know who the mayor of Boston is?

Boston belediye başkanının kim olduğunu biliyor musun?

The mayor walked at the head of the procession.

Belediye başkanı geçit töreninin başında yürüdü.

The mayor will shortly announce his decision to resign.

Belediye başkanı yakında istifa kararını açıklayacak.

It is not surprising that I was elected mayor.

Benim belediye başkanı seçilmem şaşırtıcı değildir.

Mayor Tom Jackson held several campaign appearances this month.

Belediye Başkanı Tom Jackson, bu ay birkaç kampanya gösterisi düzenledi.

Among the guests were the mayor and his wife.

Belediye başkanı ve eşi misafirler arasındaydı.

I'm going to miss being the mayor of Boston.

Boston'un belediye başkanı olmayı özleyeceğim.

Tom Jackson was the mayor for a long time.

Tom Jackson uzun bir süre boyunca belediye başkanıydı.

A movie about what happened to even the honest mayor

dürüst olan belediye başkanın bile başına neler geldiğini anlatan bir film

The Mayor already has a few ideas for next year!

Belediye başkanın gelecek yıl için daha şimdiden birkaç düşüncesi var!

It's the first time I've shaken hands with the mayor.

İlk kez belediye başkanıyla tokalaşıyorum.

The newly-elected mayor used to be a pro wrestler.

Yeni seçilen belediye başkanı eskiden profesyonel güreşçiydi.

He was the mayor of Istanbul from 1994 to ‘97.

1994’ten 1997’ye kadar İstanbul’un belediye başkanıydı.

John F. Fitzgerald was elected mayor of Boston in 1906.

John F. Fitzgerald 1906 yılında Boston belediye başkanı seçildi.

The mayor presented him with the key to the city.

Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.

To the astonishment of the whole city, the mayor was arrested.

Bütün şehir hayrete düştü, belediye başkanı tutuklandı.

I don't know the mayor but I'd like to meet him.

Belediye başkanını tanımıyorum, ama tanışmak isterim.

The mayor cut the ribbon with a pair of giant scissors.

Belediye başkanı dev bir makasla kurdeleyi kesti.

Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.

Tom belediye başkanına suikast düzenlemek için bir plan hakkında polisi uyardı.

Mayor Tom Jackson made a speech at a hotel conference room.

Belediye Başkanı Tom Jackson bir otelin konferans salonunda konuşma yaptı.

The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys.

Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü.

"What do you think of the election for mayor?" "I don't know."

"Belediye başkanlığı seçimi hakkında ne düşünüyorsun?" "Bilmiyorum."

I have been acquainted with the mayor for more than twenty years.

Yirmi yıldan daha fazla bir süredir belediye başkanıyla tanışıyoruz..

The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.

Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.