Examples of using "Ringing" in a sentence and their turkish translations:
Telefonum çalıyor.
Birisi kapı zilini çalıyor.
Telefon çalıyor.
Telefon çalıyor!
Cep telefonun çalıyor.
Telefonun çalıyor.
Kulaklarım çınlıyor.
Zil çalıyor.
- Zil çalmaya devam etti.
- Telefon çalmaya devam etti.
Telefon zil çalmayı durdurdu.
Cep telefonum çalıyor.
Telefonun çalıyor.
Alarm çalmaya başladı.
Telefon çalıyor!
Kapı zili çalıyor.
Ziller çalıyordu.
Ziller çalıyor.
Telefon çalmaya başladı.
Tom'un telefonu çalmaya başladı.
Telefonun çalıyor, Tom.
Cep telefonum çalıyor.
Kulaklarım çınlıyor.
Onlar kapı zilini çalıyorlar.
Tom'un telefonu çalıyor.
Telefon mu çalıyor?
Telefon çalmaya devam etti.
Telefon çalıyor.
Kilise çanları çalıyor.
Ben telefonun çaldığını duydum.
Bugün telefon durmadan çalıyor!
Tom telefonunun çaldığını duydu.
Bir telefonun çaldığını duyuyorum.
Kulaklarım hâlâ çınlıyor.
Telefon bir türlü susmadı.
Benim telefonum mu çalıyordu?
Kilise çanı çalıyor.
Telefonun tekrar çalıyor.
- Çalar saat ötüyor.
- Çalar saat çalıyor.
- Tüm telefonlar çalıyordu.
- Bütün telefonlar çalıyordu.
Leyla cep telefonunun çaldığını duydu.
Tom'un cep telefonunun çaldığını duydum.
- Kapıyı kim çalıyor?
- Kapıda zili kim çalıyor?
Tom onun telefonunun çaldığını duydu.
Telefonun çalıyor Tom.
Kulaklarımın çınlaması geçmemişti.
Yanni zili çalıyor.
Tom zili çalıyor.
Tom telefonun çaldığını duyabilir.
O, çanları çalarken sağır oldu.
Bütün kilise çanları beraber çalmaya başladı.
Dövülmekten kulaklarım çınlıyordu.
- "Telefon çalıyor." "Ben bakarım."
- " Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm."
- Meşgul kadın çalan telefonu görmezden geldi.
- Meşgul kadın çalan telefonu açmadı.
- "Tom'u bulamıyorum." "Ona telefon etmeyi dene."
- "Tom'u bulamıyorum." "Onu çaldırmayı dene."
- "Tom'u bulamıyorum." "Onu aramayı dene."
Az önce telefon çalıyordu, değil mi?
Kulaklarım çınlıyor.
Kulaklarınızda çınlama oluyor mu?
Çalan bir zil sesi duydum.
Kapıyı aç. Onlar zili çalıyorlar.
Aradığınız için teşekkürler.
Zil çalıyor. Tom, lütfen git ve kapıyı aç.
Telefon çalıyor. İstersen, yanıtlayacağım.
Tüm evler sallanıyordu ve her yerde alarmlar çalıyordu.
- Telefonun çaldığını duydum.
- Ben telefonun çaldığını duydum.
Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.
Telefonu kapatır kapatmaz, tekrar çalmaya başladı.
Ben kapatır kapatmaz telefon yine çalmaya başladı.
Kulaklarındaki devamlı tiz çınlama Tom'u çılgına çeviriyor.
Telefon çalıyordu ama yanıtlayacak kimse yoktu.
Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.
Aradığınız için teşekkür ederim.
Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.
Telefon çalıyor ama hiç kimse yanıtlamıyor.
Kütüphanedeki sessizlik bir cep telefonunun çalmasıyla bozuldu.
Telefonu açıkça çalmasına rağmen, Tom onu masada bıraktı ve ona cevap vermedi.
Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.