Translation of "Ride" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Ride" in a sentence and their turkish translations:

- I'll ride with him.
- I'll ride with her.

Onunla arabaya bineceğim.

I'll ride shotgun.

Şoförün yanında oturacağım.

Ride with me.

Benimle gez.

There's my ride.

Benim yolculuk var.

- Elephants can't ride a bicycle.
- Elephants can't ride bicycles.

- Filler bisiklet kullanamaz.
- Filler bisiklete binemez.

- I can't ride a bicycle.
- I can't ride a bike.

- Bisiklet süremem.
- Ben bisiklet süremem.

Thanks for the ride.

Bıraktığın için teşekkürler.

You need a ride?

Bir yere gitmek ister misin?

Elephants can't ride bicycles.

Filler bisiklet kullanamaz.

We took a ride.

Dolaştık.

You'll ride with us.

Bizimle gideceksin.

I need a ride.

Arabayla gitmek istiyorum.

I'll ride my bike.

- Ben bisikletimi kullanacağım.
- Ben bisikletimi süreceğim.

Give me a ride.

Beni arabayla götür.

I'll ride with Tom.

Tom'la arabaya bineceğim.

I'll ride with them.

Onlarla arabaya bineceğim.

We need a ride.

Bir gezintiye ihtiyacımız var.

I ride a scooter.

Bir scooter kullanıyorum.

I ride a horse.

Ata binerim.

I don't ride horses.

Ata binmem.

- Tom can't ride a bicycle.
- Tom doesn't know how to ride a bike.
- Tom can't ride a bike.

Tom bisiklete binemez.

- I can ride a horse.
- I know how to ride a horse.

Bir ata nasıl bineceğimi biliyorum.

- Can I give you a ride?
- Can I offer you a ride?

- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
- Seni götürebilir miyim?
- Sizi bırakabilir miyim?

- Tom can't ride a bike.
- Tom isn't able to ride a bike.

Tom bir bisiklete binemez.

- Tom knows how to ride a horse.
- Tom can ride a horse.

Tom bir ata nasıl bineceğini biliyor.

- I'm not able to ride a motorcycle.
- I can't ride a motorcycle.

Motosiklet süremem.

And, gentlemen - enjoy the ride,

I'll give you a ride.

Seni arabayla götüreceğim.

You can't ride a horse.

Sen ata binemezsin.

Give us a ride downtown.

Bizi şehir merkezine götür.

How long is the ride?

Yolculuk ne kadardır?

Can't he ride a bicycle?

O bisiklet süremez mi?

I can ride a horse.

Ben bir ata binebilirim.

He can ride a horse.

O ata binebilir.

Can't you ride a bicycle?

Bisiklete binemiyor musun?

She can't ride a bicycle.

O bir bisiklete binemez.

Can we ride with you?

Sizinle gidebilir miyiz?

I must ride a bicycle.

Ben bisiklete binmek zorundayım.

Let's go for a ride.

Araba sürmeye gidelim.

Can she ride a bicycle?

O, bisiklet sürebilir mi?

Can I have a ride?

Bir tur atabilir miyim?

Can I ride with you?

Seninle binebilir miyim?

Don't ride the brake, Tom.

- Ayağını frenden çek Tom.
- Ayağını frende tutma Tom.

Mayuko can ride a bicycle.

- Mayuko bir bisiklet sürebilir.
- Mayuko bisiklete binebilir.

Can you ride a horse?

- Ata binebilir misin?
- Ata binmeyi biliyor musun?

Do you want a ride?

Bir gezinti ister misin?

I gave Tom a ride.

Tom'u arabayla götürdüm.

I need a ride home.

Eve arabayla gitmek istiyorum.

I'm giving you a ride.

Seni arabayla götürüyorum.

You can ride with me.

- Benimle binebilirsin.
- Benimle gezebilirsin.

I can ride a bicycle.

Ben bisiklet sürebilirim.

Tom can't ride a horse.

Tom ata binemez.

Tom can ride with me.

Tom benimle binebilir.

I don't need a ride.

Bir gezintiye ihtiyacım yok.

I like to ride motorcycles.

Motosikletlere binmeyi severim.

I can ride a bike.

Bisiklet sürebilirim.

I gave them a ride.

Onları arabayla götürdüm.

I gave him a ride.

Onu arabayla götürdüm.

I gave her a ride.

Onu arabayla götürdüm.

Tom can ride a horse.

Tom bir ata binebilir.

Give me a ride home.

Beni eve götür.

Tom can't ride a bicycle.

Tom bisiklete binemez.

Tom needs a ride home.

Tom'un eve gitmesi gerekiyor.

Would you like a ride?

Bir gezinti ister misiniz?

Can you ride a bicycle?

Bisiklete binebilir misin?

Bill can ride a bicycle.

- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.

Do you need a ride?

Arabayla gezmeye ihtiyacınız var mı?

Let's give Tom a ride.

Tom'u arabayla götürelim.

Can she ride a bike?

O bisiklet sürebilir mi?

We'll give you a ride.

Biz seni götüreceğiz.

Tom can ride a bicycle.

Tom bisiklet sürebilir.

It's been a great ride.

Harika bir yolculuk oldu.

The free ride is over.

Serbest sürüş sona erdi.

Layla couldn't ride a camel.

Leyla bir deveye binemezdi.

How was your ride, Princess?

Gezintin nasıldı, Prenses?

I can't ride a horse.

Bir ata binemem.

Tom offered Mary a ride.

Tom Mary'ye bir gezinti teklif etti.

Sami offered Layla a ride.

Sami, Leyla'ya ata binmeyi teklif etti.

I can't ride a bike.

Ben bisiklet süremem.

Will she ride the horse?

Ata binecek mi?

Let's ride the roller coaster.

- Roller coastera binelim.
- Lunapark hız trenine binelim.

I can't ride a bicycle.

Bisiklet süremem.

- I don't know how to ride a bicycle.
- I can't ride a bicycle.

Bisiklet sürmeyi bilmiyorum.

- She can't ride a bicycle.
- She doesn't know how to ride a bike.

Bisiklete nasıl bineceğini bilmiyor.

- I want you to ride with him.
- I want you to ride with her.

Onunla arabaya binmeni istiyorum.

My mother can't ride a bicycle.

Annem bisiklet süremez.

Tom went for a bike ride.

Tom bir bisiklete binmek için gitti.

You can always ride the elevator.

Her zaman asansöre binebilirsin.

I can ride a horse, too.

- Ben de bir ata binebilirim.
- Ata binmesini ben de biliyorum.

That girl can't ride a bicycle.

Şu kız bisiklet süremiyor.

He gave me a ride home.

O beni arabayla eve götürdü.