Translation of "Resembles" in Turkish

resembles, looks like.

andırıyor, benziyor.

She resembles that actress.

O, şu aktrise benziyor.

He resembles his mother.

O, annesine benzer.

Jack resembles his father.

Jack, babasına benzer.

It resembles a wedding.

- Bu bir düğünü andırıyor.
- Bu bir düğüne benziyor.

He resembles his father.

O, babasını andırıyor.

She resembles her aunt.

O, teyzesini hatırlatıyor.

Jim resembles his father.

Jim babasına benzer.

He resembles his grandfather.

Büyükbabasına benziyor.

Nancy resembles my sister.

- Nancy kız kardeşimi andırıyor.
- Nancy ablamı andırıyor.

The girl resembles her mother.

- O kız, annesine benziyor.
- Kız annesine benzemektedir.

That girl resembles her mother.

Şu kız annesine benziyor.

That child resembles his father.

O çocuk babasına benziyor.

She strongly resembles her grandmother.

Son derece büyükannesine benzer.

His character resembles his father's.

Kişiliği babasına benziyor.

She resembles a popular singer.

O, popüler bir şarkıcıya benziyor.

The baby resembles his mother.

Bebek annesine benzer.

Sean really greatly resembles Conner!

Sean gerçekten Conner'a çok benziyor!

My sister resembles my mother.

Kız kardeşim anneme benzer.

My sister resembles my grandmother.

Kız kardeşim anneanneme benzer.

Her face resembles her mother's.

Yüzü annesininkine benziyor.

He closely resembles his father.

O hemen hemen babasına benziyor.

She closely resembles her mother.

O, yakından annesine benziyor.

The boy resembles his father.

Oğlan babasına benziyor.

He resembles his father very closely.

O, babasına çok benziyor.

This design resembles his earlier work.

Bu tasarım onun daha önceki çalışmasına benziyor.

England resembles Japan in many respects.

İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.

He resembles his father very much.

O, babasına çok benzemektedir.

- The girl resembles her mother.
- That girl resembles her mother.
- That girl looks like her mother.

Şu kız annesine benziyor.

The girl closely resembles my dead mother.

Kız hemen hemen ölen anneme benziyor.

The girl resembles her mother very much.

Kız annesine çok benziyor.

Do you think he resembles his father?

Onun babasına benzediğini düşünüyor musun?

Do you think Tom resembles his mother?

Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun?

In many respects, Tom resembles his father.

Birçok açıdan, Tom babasına benzer.

The prominent psychologist resembles my uncle in appearance.

Tanınmış psikolog görünüşte amcama benziyor.

This young man very much resembles my brother.

Bu genç adam erkek kardeşime çok benziyor.

- Nancy looks like my sister.
- Nancy resembles my sister.

Nancy kız kardeşime benziyor.

He resembles his father in his way of talking.

O, konuşma bakımından babasına benziyor.

- She resembles her aunt.
- She looks like her aunt.

O, teyzesine benzer.

- Tom resembles his father.
- Tom takes after his father.

Tom babasına benziyor.

- He resembles his grandfather.
- He looks like his grandfather.

- Büyükbabasına benziyor.
- Dedesine benziyor.

Mary resembles her mother in looks, but not in personality.

Mary görünüş olarak annesini benzer, ancak kişilik olarak değil.

Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.

Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.

- That child resembles his father.
- The baby takes after its father.

Şu çocuk babasına çok benziyor.

The town where I live is very quiet and resembles a village.

Yaşadığım kasaba çok sessiz ve bir köye benziyor.

- In many respects, Tom resembles his father.
- Tom is like his father in many respects.

Tom pek çok açıdan babası gibidir.

- This is a dog resembling a horse.
- This is a dog that resembles a horse.

Bu, ata benzeyen bir köpek.

- Do you think Tom looks like his mother?
- Do you think Tom resembles his mother?

Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun?

- From that distance, the ship is similar to an island.
- From that distance, the ship resembles an island.

O mesafeden gemi bir adaya benziyor.

- Seen from a distance, the stone looks like a human face.
- From a distance, this stone looks like a human face.
- From a distance, this stone resembles a person's face.

Uzaktan bakıldığında taş bir insan yüzü gibi görünüyor.