Examples of using "Aunt" in a sentence and their turkish translations:
- Ben Tom'un teyzesiyim.
- Ben Tom'un halasıyım.
- Teyzen kim?
- Halan kim?
- Halan nerede?
- Teyzen nerede?
- Halanız nerede?
- Teyzeniz nerede?
O, teyzesine benzer.
Teyzemin üç çocuğu vardı.
Onun teyzesi genç görünüyor.
Teyzem genç görünüyor.
Hala, bu Tom.
Rita'nın teyzesi dua etmedi mi?
O, teyzesini hatırlatıyor.
- Mary Tom'un teyzesi.
- Mary, Tom'un halasıdır.
- Mary yengemdir.
- Mary teyzemdir.
- Mary halamdır.
- Mary bibimdir.
- Mary bibim olur.
- Mary halam olur.
- Mary teyzem olur.
- Mary yengem olur.
Teyzen ne iş yapar?
Halasının üç kedisi vardır.
Teyzemin üç çocuğu var.
Teyzem bana çiçek verdi.
Teyzem bana çiçek getirdi.
Halası ile birlikte yaşadı.
Onun teyzesi Avustralya'da yaşıyor.
Tom teyzesiyle birlikte yaşar.
Dün teyzesini ziyaret etti.
- Halamı gördün mü?
- Teyzemi gördün mü?
Teyzem lösemiden öldü.
Teyzem zaten burada.
- Hangi kadın senin teyzen?
- Hangi kadın senin halan?
- Sami teyzesiyle birlikte yaşıyordu.
- Sami halasıyla birlikte yaşıyordu.
- Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu.
- Sami teyzesiyle birlikte oturuyordu.
Tom teyzesini sık sık ziyaret eder.
Halam Creole müziğini seviyor.
Mary teyzem, annemin kız kardeşi; Alice halam da babamın kız kardeşi.
Dayım ve teyzem Fransa'da yaşıyor.
Halam bana bir albüm verdi.
Teyzem New York'ta yaşıyor.
Yiğen teyzesine benziyor.
Ona teyzesi tarafından eşlik edildi.
Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.
- O, halası ile kalıyor.
- O, teyzesi ile kalıyor.
Halam, babamın kız kardeşidir.
Amca ve teyzesini ziyaret etti.
Teyzem beş çocuk yetiştirdi.
- Teyzem akciğer kanserinden öldü.
- Halam akciğer kanserinden öldü.
Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.
Amcamın karısı benim halam.
Annemin kız kardeşi halamdır.
Dün, halam görüşünü yeniden kazandı.
Teyzem bana bazı çiçekler getirdi.
Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.
Bir gün teyzemi ziyaret ettim.
Babam bana teyzesinin adını verdi.
O, teyzesi ile yaşıyordu.
Fadıl'ın çıpası, teyzesi Leyla'ydı.
Teyzem şu anda rahat içinde yaşıyor.
- Leyla teyzesiyle konuşuyordu.
- Leyla halasıyla konuşuyordu.
Tom, Mary'nin teyzesi ile evlidir.
Mary senin teyzendir, değil mi?
Tom'un teyzesi benimkinden daha zengin.
- Tom'un Mary isminde bir teyzesi var.
- Tom'un Mary isminde bir halası var.
- Tom'un Mary adında bir teyzesi var.
- Tom'un Mary adında bir halası var.
Halana çok benziyorsun.
Tom, Mary'nin John'un teyzesi olduğunu bilmiyordu.
Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.
Hasta teyze iç çekti.
Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.
Halam bana yeni bir etek yaptı.
Teyzem yarın Tokyo'ya geliyor.
Teyzeme mektup gönderdim.
Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- Amcam ve halam Fransa'da yaşıyor.
- Dayım ve teyzem Fransa'da yaşıyor.
Teyzesiyle yaşamaya geldi.
Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.
Annem halamla iyi anlaşır.
Teyzem bahçesinde domates yetiştirir.
Elizabeth'e halasının adı verildi.
Dan yarın Linda teyzeyle olacak.
- Onun teyzesi Londra'da yapayalnız.
- Onun halası Londra'da yapayalnız.
Teyzem annemden daha yaşlıdır.
Dan bir hala tarafından yetiştirildi.
Dün teyzem beni ziyaret etti.
Teyzem benim başarımdan memnundu.
O, teyzesi tarafından yetiştirildi.
- Babam bana halasının adını verdi.
- Babam bana teyzesinin adını verdi.
Tom bir teyze tarafından büyütüldü.
Mary benim annem değil. O benim teyzem.
Onun teyzesi sık sık Amerika'yı ziyaret ediyordu.
- Teyzemin nerede oturduğunu bilmiyorum.
- Halamın nerede yaşadığını bilmiyorum.
Bu kızın teyzesi bizim evde çalışıyor.