Translation of "Presentation" in Turkish

And presentation.

tasarım ve sunum bizim için daha az önemli oldu.

A work presentation,

bir iş sunumu

What is a presentation?

Sunum nedir?

That actually inspired this presentation.

ilgi çekici bir deney uyguladı.

Tom made an impressive presentation.

Tom etkileyici bir sunum yaptı.

It was a beautiful presentation.

Bu güzel bir sunumdu.

How did the presentation go?

- Sunum nasıl gitti?
- Sunum nasıl geçti?

- I did a short presentation this morning.
- I gave a short presentation this morning.

Bu sabah kısa bir sunum yaptım.

I have to prepare my presentation.

Sunumumu hazırlamak zorundayım.

I attended the hour-long presentation.

Bir saat süren sunuma katıldım.

Tom has to give a presentation.

Tom bir sunum vermek zorunda.

Please limit your presentation to 30 minutes.

Lütfen sunumunuzu 30 dakika ile sınırlayın.

I have to prepare for my presentation.

Sunumum için hazırlanmak zorundayım.

Thank you for listening to my presentation.

Sunumumu dinlediğin için teşekkür ederim.

Where is the PowerPoint presentation you promised me?

Bana söz verdiğin powerpoint sunumu nerede?

Tom was asked to prepare a PowerPoint presentation.

Tom'dan PowerPoint sunumu hazırlaması istendi.

I didn't have enough time to finish my presentation.

Sunumumu bitirmek için yeterli zamanım yoktu.

Tom was asked to prepare a ten-minute presentation.

Tom'dan on dakikalık bir sunum hazırlaması istendi.

The teacher gave a presentation on the history of France.

Öğretmen, Fransa tarihi üzerine bir sunum yaptı.

The professor gave a presentation on the history of France.

Profesör, Fransa tarihi üzerine bir sunum yaptı.

Tom spent the whole morning getting ready for his presentation.

Tom bütün sabahı sunumuna hazırlanmakla geçirdi.

During the presentation the speaker talked mainly about gender inequality.

Sunumda konuşmacı daha çok cinsiyet eşitsizliğinden bahsetti.

I had been up all night trying to finish the presentation.

Sunumu bitirmeye çalışırken bütün gece ayaktaydım.

It was the type of presentation which appeals to the audience.

O, izleyiciye cazip gelen sunum türüydü.

Tom found an error at the last minute in his presentation.

Tom sunumunda son dakikada bir hata buldu.

After I delivered my presentation, I talked with each of the people,

Sunumumu yaptıktan sonra oradakilerin her biriyle konuştum

- My teacher told me that I should have spent more time preparing my presentation.
- My teacher told me that I should've spent more time preparing my presentation.

Öğretmenim sunumumu hazırlayışımla daha fazla zaman geçirmemi söyledi.

I want to summarize the content of the presentation and draw a conclusion.

Sunumun içeriğini özetlemek ve bir sonuç çıkarmak istiyorum.

We ran out of time, so we had to cut our presentation short.

Zamanımız bitti, bu yüzden sunumumuzu kısa kesmek zorunda kaldık.

I just have to put the finishing touches on the presentation. It's almost done.

Sunuma son rötuşları yapmam lazım. Neredeyse bitti.

Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.

Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.

Tom was left with egg on his face when his powerpoint presentation was shown to contain serious flaws.

Powerpoint sunumunun ciddi kusurlar içerdiği gösterildiğinde Tom utancından yerin dibine girdi.