Translation of "Potatoes" in Turkish

Yukiko likes potatoes.

Yukiko patatesleri sever.

We unearth potatoes.

Biz patatesleri topraktan çıkardık.

Cut the potatoes.

Patatesleri kes.

Boil those potatoes.

Bu patatesleri kaynatın.

Potatoes are vegetables.

Patates sebzedir.

Tom likes potatoes.

Tom patates sever.

I like potatoes.

Ben patatesi severim.

I love potatoes.

Patatesleri severim.

Cook the potatoes!

- Patatesleri pişirin!
- Patatesleri pişir!

Tom loves potatoes.

Tom patatese bayılır.

We have no potatoes.

Bu bölgede patates yok.

The farm grows potatoes.

Bu çiftlik patates yetiştiriyor.

Tom peeled the potatoes.

Tom patatesleri soydu.

Pass me the potatoes.

Bana patatesleri uzat.

I want some potatoes.

Birkaç patates istiyorum.

Finish frying the potatoes.

Patatesleri kızartmayı bırak.

The potatoes stayed hot.

Patatesler sıcak kaldı.

Joanna washed the potatoes.

Joanna patatesleri yıkadı.

Tom sliced the potatoes.

Tom patatesleri dilimledi.

Tom washed the potatoes.

Tom patatesleri yıkadı.

Tom bought some potatoes.

Tom biraz patates aldı.

Potatoes give me wind.

Patatesler bana gaz yapar.

Please peel the potatoes.

Lütfen patatesleri soy.

Is eating potatoes fattening?

Patates yemek şişmanlatıcı mıdır?

Potatoes are very cheap.

Patates çok ucuzdur.

Tom boiled the potatoes.

Tom patatesleri kaynattı.

Potatoes are very versatile.

Patatesler çok yönlüdür.

This is small potatoes.

- Bu ıvır zıvır.
- Bu önemsizdir.

I peeled the potatoes.

Patatesleri soydum.

Potatoes don't eat people!

Patatesler insanları yemezler!

Don't feed the potatoes.

Patatesleri besleme.

We need more potatoes.

- Bize daha fazla patates lazım.
- Daha fazla patatese ihtiyacımız var.

He was mashing potatoes.

O, patatesleri püre yapıyordu.

You wash the potatoes.

Patatesleri yıkıyorsun.

I wash the potatoes.

Patatesleri ben yıkıyorum.

Where are the potatoes?

Patatesler nerede?

Peter hates peeling potatoes.

Peter patates soymaktan nefret eder.

The potatoes are overcooked.

Patatesler fazla pişmiş.

Tom mashed the potatoes.

- Tom patatesleri ezdi.
- Tom patatesleri püre hâline getirdi.

- Peel the potatoes and carrots.
- Peel the potatoes and the carrots.

Patatesleri ve havuçları soy.

- Please scrape the skin off the potatoes.
- Please peel the potatoes.

Lütfen patatesleri soy.

Peel the potatoes and carrots.

Patatesleri ve havuçları soy.

Did you buy some potatoes?

Biraz patates aldın mı?

Idaho is famous for potatoes.

Idaho patatesleri ile ünlüdür.

Did you buy potatoes, too?

Sen de patates aldın mı?

How would you like potatoes?

Patatesleri nasıl istersiniz?

The poor peasants ate potatoes.

Yoksul köylüler patates yediler.

I want a few potatoes.

Birkaç patates istiyorum.

What goes well with potatoes?

Ne patatesle iyi gider?

Tom is peeling the potatoes.

Tom patatesleri soyuyor.

How much are these potatoes?

Bu patates ne kadar?

We ate baked sweet potatoes.

Biz pişmiş tatlı patates yedik.

Tom dug up the potatoes.

Tom patatesleri kazıp çıkardı.

I'll boil you the potatoes.

- Size patatesleri haşlayacağım.
- Sana patates kaynatacağım.

Tom doesn't like mashed potatoes.

Tom patates püresinden hoşlanmaz.

She is peeling the potatoes.

Patatesleri soyuyor.

Please don't feed the potatoes.

- Lütfen patatesleri besleme.
- Lütfen patatesleri beslemeyin.

How do you cook potatoes?

Patatesleri nasıl pişirirsiniz?

Do you sell potatoes here?

Burada patates satıyor musunuz?

- I know that Tom is peeling potatoes.
- I know Tom is peeling potatoes.

Tom'un patates soyduğunu biliyorum.

We grow potatoes, radishes and greens.

Patates, turp ve yeşillik yetiştiriyoruz.

Buy four big potatoes for me.

Benim için dört tane büyük patates satın al.

Why does nobody eat my potatoes?

Neden kimse benim patateslerimi yemiyor?

I don't know anything about potatoes.

Patatesler hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Many farmers in Hokkaido grow potatoes.

Hokkaido'da birçok çiftçi patates yetiştirir.

Would you like more mashed potatoes?

Biraz daha patates püresi alır mısınız?

He grew potatoes in his garden.

Bahçesinde patates yetiştirdi.

I want a sack of potatoes.

Bir çuval patates istiyorum.

Put the potatoes on the stove.

Patatesleri sobanın üzerine koy.

Peel the potatoes and the carrots.

- Patatesleri ve havuçları soyun.
- Patates ve havuçları soyun.

I'll boil the potatoes for you.

Patatesleri senin için kaynatacağım.

Could you please pass the potatoes?

Lütfen patatesleri verir misin?

I don't dig up their potatoes.

Onların patateslerini çıkarmam.

I want to eat purple potatoes.

Mor patatesler yemek istiyorum.

Benjamin has a sack of potatoes.

Benjamin'in bir çuval patatesi var.

I cut my finger peeling potatoes.

Patatesleri soyarken parmağımı kestim.

He had steak and fried potatoes.

O, biftek ve kızarmış patates yedi.

Would you please pass the potatoes?

Lütfen patatesleri uzatır mısın?

Can you pass me the potatoes?

Bana patatesleri uzatır mısın?

Do you have any new potatoes?

Herhangi bir yeni patatesin var mı?

We ate boiled potatoes all winter.

Biz bütün kış haşlanmış patates yedik.

Have you dug up the potatoes?

Patatesleri topladınız mı?

When were potatoes introduced into Japan?

Patateslar Japonya'ya ne zaman getirildiler?

They live on potatoes around here.

- Onlar bu çevrede patatesle beslenirler.
- Onlar bu çevrede patatesle yaşarlar.

Some teachers peel potatoes while teaching.

Bazı öğretmenler öğretirken patates soyarlar.

Onions cook more quickly than potatoes.

Soğanlar patateslerden daha çabuk pişer.

Tom's farts always smell like potatoes.

Tom'un osurukları her zaman patates gibi kokar.

You cooked the potatoes too long.

Patatesleri çok pişirdin.

- I am peeling the celery and the potatoes.
- I'm peeling the celery and the potatoes.

Kerevizi ve patatesleri soyuyorum.

We don't have any potatoes any more.

Artık hiç patatesimiz yok.

Their job is to fry the potatoes.

Onların işi patatesleri kızartmak.

My mother cooked the potatoes very well.

Annem patatesi çok iyi pişirdi.

Tom is in the kitchen, peeling potatoes.

Tom mutfakta, patatesleri soyuyor.

Would you pass the mashed potatoes, please?

Lütfen patates püresini verir misin?