Examples of using "Persuaded" in a sentence and their turkish translations:
- Ben ikna edilmedim.
- Ben ikna olmadım.
Tamam, ben ikna oldum.
Tom ikna olmuş görünüyor muydu?
İkna olabilirim.
Tom Mary'yi araba sürmeye ikna etti.
Tom hâlâ tamamen ikna olmadı.
Sanırım Tom'u ikna ettim.
Tom itiraf etmesi için Mary'yi ikna etti.
Sanırım onları ikna ettim.
Sanırım onu ikna ettim.
Sanırım onu ikna ettim.
Ben hâlâ tamamen ikna edilmedim.
Tom, Mary'yi terk etmeye ikna etti.
Tom'u araba kullanmaya ikna ettim.
Tom'u araba kullanmaya ikna ettim.
Tom Mary'yi araba sürmeye ikna etti.
- Onu gitmemesi için ikna ettik.
- Gitmemesi için onu ikna ettik.
Onu onu yapması için ikna etti.
Tom'u ikna ettiğimi söylemedim.
Tom'u bana yardım etmesi için ikna ettim.
- Ben sigarayı bırakmak için ikna edildim.
- Sigarayı bırakmaya ikna oldum.
Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etti.
Erkek kardeşimi katılması için ikna ettim.
Onları ikna ettiğimi söylemedim.
Onu ikna ettiğimi söylemedim.
Onu ikna ettiğimi söylemedim.
Tom onu yapması için Mary'yi ikna etti.
Dan, Linda'yı Matt'e yardım etmesi için ikna etti.
Tom, John'a yardım etmesi için Mary'yi ikna etti.
Tom Mary'nin ikna edilmediğini söyleyebilir.
Ben ikna edilebileceğimi düşünüyorum.
Tom ikna oldu ama ben olmadım.
O, kendisiyle evlenmesi için onu ikna etti.
Tom gitmemesi için Mary'yi ikna etti.
Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna etti.
Tom, Mary'yi onunla evlenmeye ikna etti.
Tom'u tekrar denemeye ikna ettim.
O, fikrini değiştirmek için ikna edildi
Daha mantıklı olması için ikna edildi.
Yoko'yu sigarayı bırakması için ikna ettim.
Fikrini değiştirmesi için onu ikna ettik.
Daha çok çalışması için erkek kardeşimi ikna ettim.
Tom'un henüz ikna olmadığı açık.
Tom'u doğruyu söylemeye ikna ettim.
Tom, Mary'yi motosikletini satması için ikna etti.
Tom Mary'yi bungee jumpingi denemesi için ikna etti.
Rahatına bakması için onu ikna ettim.
Öneriyi kabul etmesi için onu ikna ettim.
Onu hatalı olduğuna ikna ettim.
Onu alması için sonunda onu ikna ettim.
Görevden istifa etmesi için onu ikna ettim.
Tom nihayet bu sözlerle Mary'yi ikna etti.
Mary nihayet bu sözlerle Tom'u ikna etti.
Belki Tom yardım etmek için ikna edilebilir.
Tom Mary'yi grubumuza katılması için ikna etti.
Tom Mary'yi fikrini değiştirmesi için ikna etti.
Tom, onu alması için sonunda Mary'yi ikna etti.
Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.
Tom Mary'yi bunu yapmamaya ikna etti.
Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna etti.
Tom Mary'yi onunla beraber gitmeye ikna etti.
Tom'u Boston'a gitmek için ikna ettim.
Tom'u fikrini değiştirmeye ikna ettik.
Sanırım Tom yardım için ikna edilebilirdi.
Tom beni bunu yapmam için ikna etti.
Cerrah beni bir ameliyat geçirmem için ikna etti.
Doktor sigarayı bırakması için onu ikna etti.
Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
Kendisini boşamaması için karısını ikna etti.
- Onu partiye gitmeye ikna ettim.
- Partiye gitmesi için onu ikna ettim.
Fikirden vazgeçmesi için onu ikna ettim.
Onun tekrar denemesi gerektiği konusunda onu ikna ettim.
Sanırım Tom'u bize yardım etmesi için ikna ettim.
Tom Mary'yi kendisiyle yüzmeye gitmesi için ikna etti.
Annem yalnız seyahat etmemem için uyardı.
Tom, Meryem'i kendisiyle Fransızca çalışması için ikna etti.
Belki Tom bize yardım etmesi için ikna edilebilir.
İkna olmuş değilim.
Dan Linda'yı onunla birlikte Britanya'yı terk etmesi için ikna etti.
Tom Mary'yi partiye gitmesi için ikna etti.
Tom tekrar denemesi gerektiği konusunda Mary'yi ikna etti.
Tom'u bunu tekrar yapmaması için ikna ettim.
Bence Tom'u bunu yapması için ikna ettim.
Onu yapmak için ikna edilebileceğimi düşünüyorum.
Keşke Tom'u bize katılmaya ikna edebilseydim.
en zeki adama açıklanamaz."
Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
Polis silahını teslim etmesi için suçluyu ikna etti.
Tom Mary'yi yardım etmesi için ikna etmeye çalışan kişidir.
Sanırım Tom'u biraz para bağışlaması için ikna ettim.
Sonunda onu ikna ettim ve kampa gittim.
Ben maymuna ateş etmemesi için polisi ikna ettim.
John'ı doktora muayene olmasına ikna ettim.
Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.
Tom onunla Boston'a gitmesi için Mary'yi ikna etti.
Tom'u arabasını kullanmama izin vermesi için ikna ettim.