Translation of "Parted" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Parted" in a sentence and their turkish translations:

They parted company.

Onlar birbirlerinden ayrıldılar.

We parted friends.

Biz arkadaşları ayırdık.

The lovers reluctantly parted.

Aşıklar isteksizce ayrıldı.

I parted with my old car.

Eski arabamı elden çıkardım.

They parted with a firm handshake.

Sıkı bir tokalaşmayla ayrıldılar.

We parted the best of friends.

En iyi arkadaşlarımızdan ayrıldık.

The couple parted, never to meet again.

Çift ayrıldı, tekrar bir araya gelmemek üzere.

I parted from him on the street.

Sokakta ondan ayrıldım.

I parted from him on the bridge.

Köprüde ondan ayrıldım.

We parted at the station at three.

Biz saat üçte istasyonda ayrıldık.

He parted from her with a kiss.

O bir öpücükle ondan ayrıldı.

Two years have passed since we parted.

Ayrıldığımızdan beri iki yıl geçti.

She parted from her friend in tears.

Gözyaşları içinde arkadaşından ayrıldı.

A fool and his money are soon parted.

- Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
- Aptal parasını çabuk harcar.
- Aptal parasının kıymetini bilmez.

We parted, never to see each other again.

Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz.

They parted, never to see each other again.

Onlar birbirlerini tekrar görmemek üzere ayrıldılar.

A fool and his money are easily parted.

Bir aptal ve parası kolayca ayrılır.

We went together to Laramie, and there we parted.

Laramie'ye birlikte geldik ve orada ayrıldık.

The two students parted when they reached the corner.

İki öğrenci köşeye vardıklarında ayrıldı.

I parted with my friend at the train station.

Ben arkadaşımı tren istasyonunda bıraktım.

We went to Laramie together, but afterwards we parted.

Biz birlikte Larami'ye gittik, ama daha sonra ayrıldık.

After an hour, I parted with them and came back.

Bir saat sonra, ben onlardan ayrıldım ve geri geldim.

I parted with my old car, though I hated to do so.

Bunu yapmaktan nefret etmeme rağmen arabamı elden çıkardım.

Since they parted, a lot of water has flowed under the bridge.

Onlar ayrıldığından beri köprünün altından çok sular aktı.

- The students parted into three groups.
- The students divided themselves into three groups.

Öğrenciler üç gruba bölündü.

After a rainy morning the clouds were suddenly parted and a double rainbow appeared in the sky.

Yağmurlu bir sabahtan sonra bulutlar aniden ayrıldı ve gökyüzünde bir çift gökkuşağı göründü.